Size öğretecek bir şeyim kalmadı. Bu yüzden ayrılma zamanım geldi. | Open Subtitles | لم يعد لديّ ما أعلمك إياه لهذا حان الوقت لأغادر |
Öyleyse artık buradan ayrılma vaktim geldi. | Open Subtitles | لذا حان الوقت لي لأغادر من هنا |
Sonunda buradan ayrılma vaktim geldi. Anlıyorum. | Open Subtitles | لقد حان لي الوقت أخيراً لأغادر . |
Yerinde olsaydım kasabadan ayrılmazdım. | Open Subtitles | ما كنت لأغادر البلدة لو كنت مكانك |
Roma'dan asla ayrılmazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأغادر روما أبداً |
Burada ne olacağını düşündüğünü bilmiyorum Frank ama burayı terketmem için beni kandırmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا أعرف ما تظنه سيحدث هنا، لكنك لن تخدعني لأغادر هذه القاعة |
Bence seninki gibi bir ailem olsaydı evi asla terk etmek istemezdim. | Open Subtitles | الآن ، أعتقد أنه لو كان لدي عائلة مثل عائلتك لم أكن لأغادر بيتي أبداً |
Ama Eureka'dan ayrılma zamanım geldi. | Open Subtitles | (لكن، حان الوقت لأغادر (يوريكا |
Eureka'dan ayrılma zamanım geldi. | Open Subtitles | (حان الوقت لأغادر (يوريكا |
Burada ne olacağını düşündüğünü bilmiyorum Frank ama burayı terketmem için beni kandırmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا أعرف مالذي تظنهُ سيحدثُ هنا يا(فرانك)، لكن لا لن أدعك تخدعني لأغادر هذا المكان. |
Ki evi terk etmek için bir bahanem olsun. | Open Subtitles | حتى يكون لدي عذر لأغادر المنزل |
Parayı Pittsburgh'ü terk etmek için kullanacağım. | Open Subtitles | أريد المال لأغادر "بيتسبورغ". |