söyleyeceğim tek şey bir yere gitmiyorsun, burada kalıyorsun. | Open Subtitles | لدي شيء واحد لأقوله.. لن تغادري، ستبقي هنا. |
Evet, tüm söyleyeceğim bu, başka ne duymak isterdin? | Open Subtitles | أجل، هذا كل ما لديّ لأقوله وماذا غير ذلك تريدين سماعه؟ |
Sana söylemek için anlamsız bir şey bile gelmiyor aklıma. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير في أيّ شيء غير جارح لأقوله لك |
Neden hep Söylenecek mükemmel şey çok geç aklıma geliyor? | Open Subtitles | لم أفكر دوماً في الشيء المثالي لأقوله بعد فوات الأوان؟ |
- Gerçekten acelem var. - Sana söyleyeceklerim vardı. | Open Subtitles | أنا فى الحقيقة فى عجلة من أمرى لدى الكثير لأقوله لك |
Sadece dün olanlardan sonra söylemem gereken çok fazla şey var, çünkü... | Open Subtitles | إنه فقط بعد ما حدث البارحة لدي الكثير لأقوله |
- Kalıp kalmaması önemli değil çünkü sana diyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا يهم إن بقي أو ذهب لأنه ما من شيء لأقوله لك |
Hala söyleyeceğim şeyler var anlatacaklarım var. | Open Subtitles | ما زال عندي أشياء أريد قولها لا زال عندي الكثير لأقوله |
Ne harika bir gün. söyleyeceğim fazla bir şey yok. | Open Subtitles | يا له من يوم عظيم ليس هناك الكثير لأقوله |
Kayıp Zagawa Totemi'nin önünde dururken... söyleyeceğim yalnız bir tane önemli şey var. | Open Subtitles | بينما أقف أمام تمثال زيجاوا المفقود لدي فقط شيء واحد مهم لأقوله |
Soracağınız soru doktorun karakteriyle ilgiliyse, söyleyeceğim çok şey var. | Open Subtitles | لو كان السؤال عن شخصية الطبيب فعندي الكثير لأقوله |
söylemek istediğim, paylaşmak istediğim bir şeyler var gibi hissediyorum. | TED | أنا أشعر أنه لدي شيء لأقوله وشيء لأشاركه. |
söylemek istediğim şeyler var ve hayranlarımın bunları duymak istemesi beni çok heyecanlandırıyor. | Open Subtitles | لدى شيئاً لأقوله و متحمسة لأن جمهورى يريد سماعه |
Söylenecek başka bir şey yok. İyi geçti, tamam mı? | Open Subtitles | لا يوجد شئ أخر لأقوله لقد سارت علي ما يرام |
- Söylenecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ـ لن ارحل من هنا لغاية ان نتكلم ـ ليس لدي شيء لأقوله |
Tamam, yani bu, bence, söyleyeceklerim bunlar. | Open Subtitles | حسنا، لذلك هذا هو، كما أعتقد كل ما لدي لأقوله |
Onların talihsizliği. Benim söyleyeceklerim var. | Open Subtitles | لم يحالفهم الحظ، لأنّني لديّ شيء لأقوله بشأن هذا. |
Shelby,sana söylemem gereken bir çok şey var Ben birşeyler yaptım | Open Subtitles | شيلبي ، عندي الكثير لأقوله لك لقد فعلت شيئا |
Hâlâ söylemem gereken bir şeyler kaldığından eminim. | Open Subtitles | أنا متأكده أنه مازال هناك شيء متبقٍ لأقوله |
Biliyor musun, sana diyecek çok daha fazla şeyim olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | تعلم, ظننت أن لدي الكثير من الكلام لأقوله لك |
Kim olduğunuzu biliyorum ve ortağınıza da söyledim, Anlatacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | أعلم من انت ، لقد اخبرت شريكك ليس لدي شي لأقوله |
Sana bu şekilde elveda diyeceğim... ..hiç aklıma gelmemişti. | Open Subtitles | * لم أكن اتصور اني سأودعكِ هكذا * * لدي الكثير لأقوله * |
- RTL! - Söyleyecek tek bir şeyim var. | Open Subtitles | قناة ار تى ال لدى شىء واحد لأقوله |
İşle ilgili başka şey söylemeyeceğim. | Open Subtitles | ليس لديّ المزيد لأقوله حول عملنا |
Yapayalnızım, konuşacak kimsem, söyleyecek sözüm yok. | Open Subtitles | وحيدةٌ طوال الوقت، لا أحد لأتحدّث معه ولا شيء لأقوله لأي أحد |
Toplanabilir misiniz? Bir şey söylemeliyim. | Open Subtitles | هلا تجمعتهم جيمعاً من فضلكم لدي شئ لأقوله |