Dünyanın en güçlü ve önemli ülkesi olarak diğer milletlere örnek olmazsak onların ne yapması bekleyebiliriz ki? | Open Subtitles | إن لم نكن مثالا لأقوى وأهم دولة في العالم ماذا نتوقع منهم فعله؟ |
Bir başka şok edici haberimiz ise ülkenin en güçlü ailelerinden biri hakkında. | Open Subtitles | في حادثة أخرى مفجعة لأقوى أسرة في الولاية |
Burası dünyanın en güçlü teleskop sisteminin evi. | Open Subtitles | انها موطن لأقوى مجموعة تلسكوبات في العالم |
Şimdi o en güçIü adamın yüzüğünü öpmek için kapalı. | Open Subtitles | والآن فهي في الخارج لتقبيل الخاتم لأقوى رجل على الإطلاق |
- Bu, sevgili oğlum, şimdiye kadar ürettiğim en güçlü sinir gazının panzehiri. | Open Subtitles | يا بنيّ العزيز, هذا مضاد لأقوى غاز أعصاب أخترعته على الأطلاق، أنظر. |
Tristan'ın o silahı aktif etmesi için şehirdeki en güçlü cadıya ihtiyacı var, | Open Subtitles | تريستان في حاجة لأقوى ساحرة في المدينة لتفعيل ذلك السلاح |
Dünyanın en güçlü insanı yani başkanın bir inç yanında uyanabilen bir senatör bu, onu dünyada eşi benzeri görülmemiş yetkileri olan bir senatör yapar. | Open Subtitles | مكتب سناتور على بعد انشات من غرفة نوم الرئيس سيناتور مع وصول لا مثيل له لأقوى رجل في العالم |
Şimdi dünyanın en güçlü yüzü için de bir anlam ifade etmiyorsun. | Open Subtitles | والآن, أنت غير مهمة أيضاً لأقوى رجل على وجة الكرة الأرضية |
Evlâdım, seni bu dünyadaki ve diğer tüm dünyalardaki en güçlü adamla tanıştırmak için buradayım. | Open Subtitles | بني انا هنا لأرشدك لأقوى رجل في هذا العالموأي عالم اخر |
Gezegendeki her yerde belirebilirdi fakat Dünya'daki en güçlü üç ordunun kesiştiği bu noktayı seçti. | Open Subtitles | كان بإمكانه أن يختار أي مكان على الكوكب وإختار أن يحط على تقاطع إستراتيجي لأقوى ثلاث جيوش على الأرض |
Bu böceğin iğnesi, en güçlü canlılar için bile ölümcül olabilir... ama senin boyutunda biri için... | Open Subtitles | لدغة هذه الحشرة ... يمكن أن تكون قاتلة لأقوى ... لكن لشخص ما فى مثل حجمك |
Kasırga kelimesi doğadaki en güçlü fırtınalara verilen isimdir. | Open Subtitles | مصطلح "العاصفة" قد أعطي لأقوى رياح طبيعية |
Nihâyet en güçlü avcı da sofraya oturuyor. | Open Subtitles | المائدة مُعدّة لأقوى المفترسين جميعاً |
Sivri tepeler ve çetin iklim koşulları en güçlü türler için bile hayat koşullarını zorlaştırır. | Open Subtitles | "الأرض المنحدرة والمناخ القاسي تمثل مناخاً من التحديات" "حتى بالنسبة لأقوى الأنواع" |
Topkapı Sarayı muhteşem bir yer, dünyanın gördüğü en güçlü Müslüman İmparatorluğunun merkezi. | Open Subtitles | ،هذا قصر "طوب كابي" الرائع المركز العصبي لأقوى إمبراطورية مسلمة شاهدها العالم على الإطلاق |
Dünyadaki en güçlü ülkenin varisi. | Open Subtitles | الوريث الشرعي لأقوى بلد في العالم. |
Dünyanın en güçlü adamının özel kalemiydim. | Open Subtitles | كنت رئيسة الموظفيين لأقوى رجل في العالم |