Doğruyu söylediğimi Öğrenmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة سهلة لأكتشاف إن كنت أخبركِ بالحقيقة |
Öğrenmenin en kolay yolu hapishaneyi arayıp sormak. | Open Subtitles | اسهل طريقة لأكتشاف الامر هي الاتصال بالسجن والسؤال |
Sanırım Bobby Overton'un laptoplarımızı alıp almadığını Öğrenmenin bir yolunu buldum. | Open Subtitles | أعتقد ان لدى طريقة لأكتشاف ما أذا كان " بوبى أوفرتن " هو من سرق "الاب توب " الخاص بنا |
Bu grup, kulübenin yanındaki ormanı keşfetmek için... yeterince büyümüş. | Open Subtitles | وهذه المجموعة بلغت من العمر ما يكفي لأكتشاف الغابة المحيطة بمركز الرعاية |
Zarina ya benim veremediğim ne verdiğinizi keşfetmek için sizi incelyeceğim. | Open Subtitles | انا اتطلع لأكتشاف كل واحد منكم الذي يعطي سيرينا الشيء الذي لآ اعطيها |
Anlamanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Öğrenmenin tek yolu var. | Open Subtitles | ...هنالك طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Öğrenmenin tek yolu var. | Open Subtitles | توجد طريقة واحد لأكتشاف هذا |
Öğrenmenin sadece bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Öğrenmenin tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Bunu Öğrenmenin tek yolu var. | Open Subtitles | طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Karanlık maddeyi keşfetmek için hükümet gelmiş geçmiş en büyük deneye yatırım yaptı. | Open Subtitles | أتعرف، الحكومة تمول اكبر تجربة لحد الآن لأكتشاف المادة السوداء |
Sana bu kayıp altından şehri keşfetmek için şans veriyorum. | Open Subtitles | أنا أمنحك الفرصة لأكتشاف مدينة الذهب المفقودة |
Anlamanın tek bir yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Bunu Anlamanın bir yolu var. | Open Subtitles | هي طريقة واحدة لأكتشاف ذلك |
Bilgin'in yalan söyleyip söylemediğini Anlamanın tek bir yolu var sanırım. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد أن هناك طريقة واحدة فقط لأكتشاف الأمر إذا (العلامة) كذب علينا |