"لألقاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    Kabalığım için özür dilerim .. Ben değildim. Yediklerimdi.. Open Subtitles أُعذريني لكوني وقحاً, لم يكُن انا الفاعِل, بل الطعام الذي اكله, لقد خرج لألقاء التحية
    Kontrol etmek için ilk bölgeye gidiyoruz. Open Subtitles إننا نتجه إلى المنطقه الأولى لألقاء نظره.
    Çünkü İsa huzuru sağlamak için gelmedi bir kılıç getirmek için geldi. Open Subtitles لان المسيح لم يأتي لألقاء السلام بل جاءَ لألقاء السيف
    Her an suçluları yakalamak için hareket halinde. Görüyor musun? Open Subtitles انظر الى هؤلاء الاشخاص الذين يجوبون الارجاء لألقاء القبض على الفاسدين
    Avukat Bey, kapanış konuşmanızı yapmak için hazır mısınız? Open Subtitles أيها المحامي , هل أنتَ مستعد لألقاء مرافعتك الأخيرة ؟
    Aslına bakarsan, küçük Scott'ı suçladığım için kötü hissettim. Open Subtitles في الواقع شعرتُ بالسوء لألقاء اللوم على سكوت الصغير
    Bir hançer tutuyor olabilirsin ya da masa arkadaşının şarap kadehine zehir .koymak için doğru zamanı bekliyor olabilirsin. Open Subtitles لربما لديك خنجر مخفي أو منتظرأ اللحظه المناسبه لألقاء السم في قارورة نبيذ الجالسين.
    Ama kiralık katil tutmak isteyen kişileri yakalamak için polislerin yaptığı oyunları düşün. Open Subtitles لكن فكر في الخدعة التي استخدمتها الشرطة لألقاء القبض على الناس الذين يريدون استئجار قاتل
    Onu sadece, Curtain'ı kuşku altında bırakmak için değil kuşkuları Elvira'dan uzak tutmak için koydun. Open Subtitles وزرعتيها فى مكتبه ليس لألقاء الشك على السيد كيرتن... . بل.
    Şimdi, göz atmak için mükemmel bir zaman. Open Subtitles الآن هو الوقت المثالي لألقاء نظرة.
    Suçlama yapabilmek için delil koymalısınız ! Open Subtitles يجب عليك ان يكون لديك دليل لألقاء التهم!
    Yerime baktığın için saol. Open Subtitles أتعرف , أنا تعب منك لألقاء عليها
    Amcanız Li Chang Yen'i şüpheli duruma düşürmek için öldü. Open Subtitles و عمك قُتل لألقاء الشك حول لى شانج ين
    Ve siz onu tutuklatmak için hiçbir şey yapmadınız. Open Subtitles وانت لم تفعل شئ لألقاء القبض عليها
    Yani, bombayı bırakmak için iki kişi gerekecek. Open Subtitles أعني، انها يجب وجود شخصين لألقاء القنابل يمكنني تجريب ذلك - قف.
    Soruları sormak için Cheyenne'e gidiyorum ta ki cevap alana dek. Open Subtitles سأذهب الي (شايانا) لألقاء هذه الاسئلة وسأستمر بالقاء الاسئلة حتي أحصل علي أجابة
    Sadece merhaba demek için uğradım. Open Subtitles انا فقط جئت هنا لألقاء التحية
    - Sadece bir göz atması için. Open Subtitles ـ فقط لألقاء نظرة.
    Arkamda, Pennsylvania Bulvarı'nın kaldırımları izleyicilerle tıklım tıklım dolu ve hepsi de konvoyun geçişini bir an için de olsa görebilmeye çalışıyor. Open Subtitles خلفي، الأرصفة على طول (بينسلفانيا) مزدحمة بالجماهير لألقاء نظرة على الموكب
    Irving'i yakalamak için bölge polisi ile iletişime geçmiş. Open Subtitles تقوم بتنسيق شرطة الولاية (لألقاء القبض على (أيرفينغ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more