"لأماكن" - Translation from Arabic to Turkish

    • yerler
        
    • yerlerde
        
    • bir yere
        
    • mekânların
        
    • sahalarına
        
    • Bir yerlere
        
    • mevzilenmesini
        
    • seyahat
        
    Gezmeyi değişik yerler görmeyi... ve geriye bakmamayı-- Sonsuza dek eğlenmeyi isterim. Open Subtitles أريد أن أتنقل و أذهب لأماكن و لا أنظر للوراء أبدا أقضي وقتا ممتعا إلى الأبد
    Evet. Bazen hiç duymadığın kişiler ve yerler hakkında o alışılmadık şeyleri söylüyor, değil mi? Open Subtitles وأحياناًمايقولأشياءغريبة، كأسماء لأماكن وأشخاص لم تسمعي عنهم قبلاً ؟
    İnanıyorum ki daha çoğumuz insanlık için bunu yapmayı tercih etse şu an olduğumuzdan çok daha iyi yerlerde olurduk. TED لكن اختيار القيام بهذا للمصلحة العامة سيوصلنا لأماكن أفضل من التي نوجد بها الآن.
    Ayrıca başka yerlerde de bulunmuş. Open Subtitles وهذا لا يعني أنّها لم تذهب لأماكن أخرى، أيضًا
    Ninjalar bir yere görünmeden girebilirlermiş. Open Subtitles لقد سمعت أن النينجا يمكنهم الوصول لأماكن معينة بدون أن يراهم أحد.
    Donmuş Gezegen'i yapan ekip için en büyük zorluk mekânların son derece uzak olmasıydı. Open Subtitles التحدي الأكبر الذي واجه "فريق إخراج "كوكب متجمد تمثل بالبعد الشديد لأماكن التصوير
    İçgüdüsel olarak nehir yukarı, yumurtlama sahalarına doğru yöneliyorlar. Open Subtitles إنهم منساقون ليصلو أعلى هذه الأنهار لأماكن وضع البيض
    Tanrım, keşke New York'ta birileri yerin altından giden ve seni Bir yerlere götürebilecek tren gibi bir şey icat etseydi. Open Subtitles اتمنى أن شحصا ما فى نيويورك يخترع شيئا جيدا مثل قطار او ما شابه كالذى ينزل تحت الأرض ويوصل لأماكن عدة
    Dan, Mekaniklerin mevzilenmesini aşabileceğimiz tek planı yaptı. Open Subtitles دان" لديه الخطة الوحيدة" "التي قد توصلنا لأماكن تلك "الميكس
    Tüm bunları düşündüğümde dünya üzerinde tıbbi yardıma ihtiyacı olan yerler için alınması olabilirdi. Open Subtitles حين أفكر ، أن كل ذلك يمكن أن يقدم العون لأماكن في العالم
    Sulama istediğiniz yere bir şeyler ekmenize olanak sağlamaya başlar, sadece nehirlerin aktığı yerler dışında. Bu organic tarımı yapmaya başlarsınız, bu şeyleri makinayla yapmaya başlarsınız. Makinalaşma, fazla miktarda suyla birlikte yüksek ölçekli tarıma yol açar. TED الري بدأ يجعلكم قادرين على زراعة أشياء أينما تريدونها، خلافاً لأماكن فيضان الأنهار. بدأتم تحصلون على الزراعة العضوية، بدأتم في دمج الآلات في هذه الأشياء. الآلات، مع كم كبير من الماء، تقود إلى زراعة على نطاق واسع جدا.
    Evet,ben doktorum. Ve delirten yerler geziyorum. Open Subtitles نعم أنا طبيب و أسافر لأماكن مجنونة
    Hayli korkunç yerler gördüm. Ancak... bununla mukayese bile kabul etmez. Open Subtitles لقد ذهبت لأماكن مخيفة كثيرًا، ولكن..
    Başka yerlerde kalmaya çalıştım ama en rahatı burası. Open Subtitles ...لقد حاولت أن أذهب لأماكن أخرى قبل هذا المكان ولكن هذا المكان هو الأكثر راحة
    Miranda da onun için deli oluyordu o kadar ki Steve 'in, onu sadece parasının yeteceğini bildiği yerlerde yemeğe götürmesine ses çıkarmıyordu. Open Subtitles وكانت "ميراندا" مجنونه به ايضاً جعلته يأخذها لتناول العشاء ولكن لأماكن علمت انه يستطيع تغطية ثمنها فقط
    "Düşman Mafyalar Savaşı" dedikleri durum vardı güvenli yerlerde saklanırlardı ama sen hiç bilemezdin sokağa çıkarsan kurşuna dizilebilirdin. Open Subtitles كان لديك وضع ما يسمونه "الذهاب للفراش" يعني انهم وصلوا لأماكن آمنة
    Matematikçilerin olduğu bir yere gitmek istiyordu. Open Subtitles تود الذهاب بعيداً لأماكن معينة حيث كان هناك علماء رياضيات.
    Donmuş Gezegen'i yapan ekip için en büyük zorluk mekânların son derece uzak olmasıydı. Open Subtitles التحدي الأكبر الذي واجه "فريق إخراج "كوكب متجمد تمثل بالبعد الشديد لأماكن التصوير
    Ancak bu, yumurtlama sahalarına giderken ileride başka problemlerle karşılaşmayacakları anlamına gelmiyor. Open Subtitles لكن لا يعني هذا عدم وجود مشكلة أخرى في الوصول لأماكن وضع البيض
    Tanrım, keşke New York'ta birileri yerin altından giden ve seni Bir yerlere götürebilecek tren gibi bir şey icat etseydi. Open Subtitles اتمنى أن شحصا ما فى نيويورك يخترع شيئا جيدا مثل قطار او ما شابه كالذى ينزل تحت الأرض ويوصل لأماكن عدة
    Dan, Mekaniklerin mevzilenmesini aşabileceğimiz tek planı yaptı. Open Subtitles "التي قد توصلنا لأماكن تلك "الميكس
    '30'lar sonrası, yol şebekesi genişledi, kamyonlar demiryolunun yerini aldı, taze gıda daha çok seyahat etmeye başladı. TED ومنذ الثلاثينات، توسعت الطرق، أحتلت الشاحنات مكان القطارات، أصبح الطعام الطازج يسافر لأماكن بعيدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more