Böyle birşeyi engellemek için tüm gücümü kullanacağımı bilmiyor musun? | Open Subtitles | و أننى سأستخدم كل قوتى لأمنع حدوث شىء هذا |
O canavarın tekrar öldürmesini engellemek için her şeyimden vazgeçtim. | Open Subtitles | لقد تخلَّيت عن كل شيء لأمنع ذلك الوحش من القتل ثانيةً |
Eğer birini suçlayacaksan, çekici bota koyan bendim, annenin gitmesin engellemek için, ama... yüzmeye gitti. | Open Subtitles | إنك كنت تريد أن تلوم أحدا فأنا من أخذ الشاكوش في القارب لأمنع والدتك من الخروج به ولكنها عبرت سباحة بدلا من ذلك |
Sana söz veriyorum, Çin'in o devre levhasını almasına engel olmak için ne gerekirse yapacağım. | Open Subtitles | أعدكِ أننى سأفعل أى شىء بوسعى لأمنع الصينيين من الحصول على تلك اللوحة الكهربية |
Ama yarın başka bir kurbanın daha ortaya çıkmasına engel olmak için buradayım. | Open Subtitles | لكن انا هن لأمنع ضحية جديدة من الظهور على اللوح غدا |
Bu kasabanın iflasını önlemek ve kasabayı güvende tutmak için yapmam gerekeni yaptım. | Open Subtitles | قمت بما اضطررت للقيام به لأمنع هذه البلدة من الإفلاس، ولأحافظ على سلامتها |
Ailemizin başına gelecek büyük trajediyi önlemek için geri dönmeliyim. | Open Subtitles | يجب علي أَن أَعود إلى وقتي لأمنع مأساة عظيمة إلى عائلتنا |
İnsanları engellemek için her şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت كل ما بوسعي لأمنع الناس من الحضور إلى هذا المكان |
Ben bile isimlerini öğreniyorum sırf aradıklarında engellemek için | Open Subtitles | حتي أنا أحصل علي الاسم لأعرف من يتصل لأمنع المكالمة |
Başına gelenleri engellemek için her şeyi yapardım, biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | وتعلمين لو أمكنني كنت لأفعل أي شيء في العالم لأمنع حدوث ذلك لك. |
Tümörün geri gelmesini engellemek için tohumlar tam olarak belli yerlere koyulmalı. | Open Subtitles | أحتاج لوضع هذه البذور بدقة لأمنع الورم من العودة |
Ve bunun tekrar olmasını engellemek için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | و كنت لأفعل أيّ شيء لأمنع ذلك من الحدوث |
Ve bunun tekrar olmasını engellemek için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | و كنت لأفعل أيّ شيء لأمنع ذلك من الحدوث |
Virüsün yayılmasını engellemek için kolunu keseceğim. | Open Subtitles | سأقطع ذراعكَ، لأمنع أنتشار العدوى |
Buna engel olmadım. | Open Subtitles | ولم أفعل شيئاً لأمنع ذلك |
Doğru, boşandıktan sonra, İspanya'dan ayrılmalıydım ve buraya Paris'e geldim, kendime engel olmak için... | Open Subtitles | بمجرد ان تطلقت قررت أن اترك (اسبانيا) وآتي الى هنا في (باريس) لأمنع نفسي نوع من التفكير، كما تعلم |
Bunu olanları önlemek için yarattım, sebep olmak için değil. | Open Subtitles | كتبتُ هذا الملف لأمنع ما حدث وليس لأتسبب فيه |
- Niye? Yanlış ellere düşmelerini önlemek için. | Open Subtitles | لأمنع وقوعهم بين الايدي الخاطئة |
Duyacakları tek şey, Alan'ın başkanlığına burnunu sokmasını önlemek için senin yüzünden orada bulunduğum ve doğal sebeplerden öldüğü. | Open Subtitles | كل ما سيسمعوه هو أننى كنت هناك نيابةً عنك لأمنع (ألان) من التدخل فى رئاستك وأنه مات من أسباب طبيعية |
Başka bir trajediyi önlemek için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لأمنع حدوث مأساة أخرى |