Efendim, biz Panaji'ye giden otobüse 5:30'da bindik. | Open Subtitles | السير، اتخذنا حافلة الخاص لأناجي في الساعة 5: 30 صباحا. |
Bunun yanında Vijay bu Panaji yolculuğu hakkında yalan söylüyorsa onu burada kim görmüştür. | Open Subtitles | وبالاضافة الى ذلك... ... إذا فيجاي يكذب حول الرحلة لأناجي... ... ثم، هناك شخص الذي رأيته هنا. |
Panaji'ye bir vaaza katılmak için gelmişti. | Open Subtitles | وقال لي أيضا أن، وقال انه... ... قد حان لأناجي ل خطبة. |
Biz 2 Ekimde Panaji'ye vaaz için gelmiştik. | Open Subtitles | نحن قد حان لأناجي ل عظة، على 2. |
Ailesini ertesi gün aldı ve Dinkar'ı otobüsüyle Panaji'ye götürdü. | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي أخذ عائلته... ... وسافر من قبل خاصة حافلة دينكار لأناجي. |
Birkaç gün sonra ailesini tekrar Panaji'ye götürdü. | Open Subtitles | وبعد أيام قليلة عاد لأناجي مع عائلته. |
Onları akıllıca konuşup etkilediler böylece hepsi 2 Ekimde Panaji'de geldiklerini. | Open Subtitles | ثم، وقال انه ذكي جدا، تحدثت إليهم... ... ولمح... ... هذا هو وعائلته ذهب لأناجي على 2 للخطبة. |
Biz bu pazar, Panaji'ye gideceğiz. | Open Subtitles | هذا الأحد، ونحن نذهب لأناجي. |
Vaaz seramonisi için Panaji'deydik. | Open Subtitles | ذهبنا لخطبة لأناجي. |
Onlar Panaji'deydiler. | Open Subtitles | ذهبوا فعلا لأناجي. |
- Panaji'ye. | Open Subtitles | - لأناجي. |