Yumuşak bir şapka giysen de, kürklü bir kasıklık taksan da, salağın teki kabul edileceksin, ama bir şaka bile bilmediğin için... şapka sana uysa da, saçını kestirsen de, ikna olmam! | Open Subtitles | إذا مالبست قبعةً مرنةً وزائدةً من الفرو فقد تُعتَبر مهرجاً، لكن لأنك لا تعرف الطُرفة حتى وإن قامت لتحلق شعرك، |
Nasıl söyleneceğini bilmediğin için aptal gibi hissediyıorsun. | Open Subtitles | اجل , انت تشعر مثل الاحمق لأنك لا تعرف كيف نطقها |
bilmediğin için böyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | إنك تتحدث بهذا الشكل لأنك لا تعرف أي شيء |
Eski dostlarınızla oturup uzun sohbetler edemiyorsunuz, çünkü onların kim olduğunu bile bilmiyorsunuz. | TED | لا يمكنك الجلوس والحديث طويلا مع أصدقائك القدامى، لأنك لا تعرف من هم. |
çünkü bi delinin ne zaman sizi zorda bırakacağını bilemezsiniz. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف أبدا عندما يأتي بعض الطائشين باختيار سادي. |
Neden bahsettiğini tam olarak bilemezsin, derin olabilir veya bir cevap olmaz. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف أبدا ما الذي كان يقصده تماما ، أنه قد يكون عميقا أو غير متجاوبة. |
Henüz beni tanımıyorsun. | Open Subtitles | تقول هذا لأنك لا تعرف من أكون |
Ve dans etmeyi bilmediğin için tehlikede olduğumuzun farkında mıydın? | Open Subtitles | وهل تعلم لماذا نحن في خطر, لأنك لا تعرف كيفية الرقص؟ |
Ne olacağını bilmediğin için eğlencelidir. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف أبدا ما يجري ليحدث بعد ذلك. وهذا هو السبب في أنه من المرح. |
Kriptoanaliz yapmayı bilmediğin için değil mi? | Open Subtitles | لأنك لا تعرف كيف تقوم بتحليل الشيفرات، أليس كذلك؟ |
- Şu an canlı mı değil mi bilmediğin için iki ihtimal de mevcut durumda. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف ان كانت حية ام لا فهي تقع في المكانين |
Bence onlara güvenip güvenemeyeceğini bilmediğin için endişeleniyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك خائفة جداً لأنك لا تعرف إذا كنت تستطيع الثقة فيهم |
O pusulayı ne yaptığını bilmediğin için doldur. | Open Subtitles | املىء هذه الورقه . لأنك لا تعرف ماذا تفعل . |
Bunu becerebilecek birisi olmadığın için, çünkü nasıl yapılacak bilmiyorsun, | Open Subtitles | هذا لأنك لا تقدر على فعله لأنك لا تعرف كيف |
çünkü doğru kızın ve doğru anın ne zaman geleceğini bilemezsiniz. | Open Subtitles | لأنك لا تعرف متى ستلتقي بالفتاة المناسبة واللحظة التي ستكون مناسبة |
İğrenç şeylerle ilgili tutkunuzu sahiplenin, bundan utanmayın çünkü ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz. | TED | وافتخر بافتتانك بالأشياء المقززة ولا تخجل من ذلك، لأنك لا تعرف أبدًا ما الذي ستعثر عليه. |
bunu duyamayacağınızı çünkü duymamanın nasıl bir şey olduğunu bilmediğinizi, gerçek sessizliğin ne olduğunu bilmediğinizi söyleyecektir. | TED | سيقول لك لا يمكنك أن تسمعها لأنك لا تعرف معنى أنك لا تسمعها، أنت تسمعها أصلًا؛ فأنت لا تعرف معنى السكون الحقيقي. |
- Bir kız evet mi diyecek yoksa suratına gülüp, kalbini yerinden sökerek topuğuyla parçalayacak mı hiç bilemezsin. | Open Subtitles | ...حسناً، لأنك لا تعرف إذا كانت الفتاة ستقول نعم ...أو تضحك في وجهك وتسحب قلبك.. وتسحقه على الأرض بكعبها.. |
Gri madde derler, çünkü orada gerçekte ne olduğunu asla bilemezsin. | Open Subtitles | يسمونها منطقة رمادية لأنك لا تعرف ما بها |
Henüz beni tanımıyorsun. | Open Subtitles | تقول هذا لأنك لا تعرف من أكون |