Biliyorsun onu sevdiğim için buradayım. | Open Subtitles | تعرفين أن سبب وجودي هنا لأنني أحبه ولكن هذا ما سأضحّي به إذا بقيت هنا |
Onu sevdiğim için bunu yapmak zorundayım ama cesaretim yok. | Open Subtitles | لا بد لي من القيام بذلك. لأنني أحبه. لكنني يفتقرون إلى الشجاعة. |
Onu sevdiğim için yalan söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنني حبلى لقدكذبت... . لأنني أحبه |
- Bunu yapıyorum Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | سأفعل ذلك لأنني أحبه أحبه كثيراً |
Ben de aynı soruyu sordum. "Çünkü onu seviyorum" dedi. | Open Subtitles | السؤال الهام "لماذا" قالت "لأنني أحبه" |
Onu çok sevdiğimden, ben de bu fikre destek verdim. Ve sen onu bir aptal gibi gösterdin. | Open Subtitles | وأنا جاريته لأنني أحبه بشدة، وأنت جعلته يبدو كالأضحوكة |
Çünkü seviyorum. | Open Subtitles | لأنني أحبه. |
Bu işi sevdiğim için yapıyorum. | Open Subtitles | إنني أفعل هذا، لأنني أحبه |
İsa'yı sevdiğim için bakireydim. | Open Subtitles | كنت عذراء لأنني أحبه. |
Yemeklerini çok sevdiğim için. | Open Subtitles | لأنني أحبه كثيراً |
Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | حسناً , لأنني أحبه |
- Çünkü onu seviyorum ve her zaman sevdim. | Open Subtitles | لأنني أحبه, و أنا دائما سأحبه |
Evleniyorum, Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | سأتزوجه لأنني أحبه |
Çünkü onu seviyorum. | Open Subtitles | لأنني أحبه |
Onu sevdiğimden bu kadar sıkboğaz ediyordum. | Open Subtitles | أريدك ان تعلمي بأنني كنت أخنقه بقلقي لأنني أحبه |
Ama kesinlikle sevdiğimden değil. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد ليس لأنني أحبه ادخلي |
Çünkü seviyorum. | Open Subtitles | لأنني أحبه |