Gerçekten aptalmışım! Üzgünüm! Bize bunu yaptığım için üzgünüm! | Open Subtitles | لقد كنت فعلاً مغفلة آسفة آسفة لأنني فعلت ذلك بنا |
Dün gece yaptığım için, Kunal. | Open Subtitles | لأنني فعلت بالليلة السابقة بالضبط مثلما فعلت |
Aynısını ben de yaptığım için sordum. | Open Subtitles | أنا أسأل لأنني فعلت نفس الشيء هل ترى |
çünkü ben, o sayının dağıtımını engellemek için elimden geleni yaptım. | Open Subtitles | كيف انتهى ذلك بهذا الشكل لأنني فعلت كل شيئ لردع العدد من الإصدار |
Porter ile konuşmadığını biliyorum çünkü ben konuştum ve şu an yolda. | Open Subtitles | أعلم أنك لم تحادث بورتر لأنني فعلت وهو في طريقة إلينا |
Şimdi o ben doğru olanı yaptığım için öldü. | Open Subtitles | . . و الآن هو ميت لأنني فعلت الصواب |
Tatlım, bunu sana yaptığım için üzgünüm. | Open Subtitles | عزيزتي, أنا حقاً آسف لأنني فعلت هذا بك |
Aynısını ben de yaptığım için sordum. | Open Subtitles | أنا أسأل لأنني فعلت نفس الشيء هل ترى |
yaptığım için mutluyum. | Open Subtitles | أنا سعيد لأنني فعلت هذا |
Sadece ben yaptığım için değil? | Open Subtitles | ليس فقط لأنني فعلت ذلك. |
Sana bunu yaptığım için üzgünüm, Klemon'ın Yarısı. | Open Subtitles | أسف لأنني فعلت هذا بكِ نصف (كليمون). |
Bunları yaptığım için üzgünüm. | Open Subtitles | -أنا آسف لأنني فعلت هذا |
İşte bu beni üzüyor çünkü ben, bir zamanlar gülerdim. | Open Subtitles | حسنا ، هذا يجعلني أشعر بالحزن لأنني فعلت ذلك... |
Robert orduya katıldı, çünkü ben de katılmıştım. | Open Subtitles | روبرت انضم الى الجيش لأنني فعلت. |
Güzel, çünkü ben aldım bile. | Open Subtitles | جيد, لأنني فعلت ذلك بالفعل |
çünkü ben imkansız olanı yaptım! | Open Subtitles | لأنني فعلت المستحيل |