Orada sizlerle olamadığım için üzgünüm ama sürüsüyle Hollywood projelerim var ve bu ceketler kendi kendilerine kollarından kesilmiyorlar. | Open Subtitles | آسف لأنني لم أكن هنا معكم شخصياً، لكنني لديَّ العديد من المشاريع بهوليود وهذا الجواكيت لن تقص الأكمام بنفسها. |
Müsait olamadığım için özür dilerim, üç hafta öncesine geçmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | أعتذر لأنني لم أكن متوفراً كنت أحاول العودة لقبل ثلاثة أسابيع |
Bugün burada olamadığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | اسمع ، أنا آسف لأنني لم أكن هنا عصر هذا اليوم |
Olmamı istediğin anne... olmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفة لأنني لم أكن الأم إن كنت تريد لي أن أكون. |
Geldiğinde burada olmadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | . أعتذر للغاية لأنني لم أكن هنا عندما أتيت |
- Çünkü babama hiç "Papa" diye seslenmedim. | Open Subtitles | ربما لأنني لم أكن أدعو أبي بابا |
Çünkü ahlaksız, psikotik ve önüne gelenle yatan ben değildim. | Open Subtitles | أنا لا أشعر بالتهديد لأنني لم أكن الشخص عديم الأخلاق، الذهاني والمشّوش |
Gerçek Barry Allen değilim diye hepiniz beni dışladınız. | Open Subtitles | أنت كل يزعجني... لأنني لم أكن باري ألين صحيح. |
Yanında pek fazla olamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | آسفة لأنني لم أكن موجودة كثيراً لا , هذا ليس |
Uyandığında yanında olamadığım için kendime nasıl kızıyorum bilemezsin. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أعبر لك عن مدى ندمي لأنني لم أكن هنا عندما أستيقظت |
Evet, kusura bakma baba, senin kadar profesyonel bir kaçak olamadığım için. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، أنا آسف لأنني لم أكن مخادعاً مثلك يا أبي |
Burada olamadığım için özür dilerim. Ama biraz midem bulanmıştı. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لم أكن هنا ولكنّي كنت مريض نوعاً ما |
Gitmem gerekiyor. Daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm. | Open Subtitles | عليَّ الذهاب آسفةٌ لأنني لم أكن أكثر مساعدةً |
Şahsen orada olamadığım için lütfen beni bağışla. | Open Subtitles | أعذروني لأنني لم أكن موجوداً هناك شخصياً. |
Size karşı dürüst olmadığım için üzgünüm, ancak hayatımda çok karanlık bir dönemdi. | Open Subtitles | أنا آسفة جداً لأنني لم أكن صادقة معكم ولكنها كانت فترة مظلمة جداً في حياتى |
Sana en başında dürüst olmadığım için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسفه لأنني لم أكن صادقه معك في البدايه |
Anneme kalsa centilmen olmadığım için olmuştur. | Open Subtitles | كانت أمي لتقول أن هذا حدث لأنني لم أكن نبيلاً. |
Birkaç gün önce henüz bir Gölge Avcısı bile olmadığım için olabilir mi? ! | Open Subtitles | ربما هذا لأنني لم أكن صائدة ظلال حتى وقت قريب |
Mutfağıma geldiğimde buzdolabının bulaşık makinesine aşık olmuş hâlde görmek ve nazik olmadığım için yiyeceklerin artık sıcak olacağını söylemesini istemem. | TED | لا أريد أن أدخل إلى مطبخي وأجد أن الثلاجة وقعت في حب غسالة الأطباق وتخبرني، لأنني لم أكن لطيفًا معها، أن طعامي ساخن الآن |
- Çünkü kabul etme konusunda emin değildim. | Open Subtitles | لأنني لم أكن واثقاً أنني سأقبل |
Çünkü ailemin bana ihtiyacı olduğu zaman, ben orada değildim! | Open Subtitles | لأنني لم أكن موجوداً عندما احتاجتني عائلتي |
Gerçek Barry Allen değilim diye hepiniz beni dışladınız. | Open Subtitles | نبذتموني جميعا لأنني لم أكن (باري ألان) الحقيقي |
Ama ne olmak istediğimi bile bilmiyorum çünkü daha önce bir şey olmadım. | Open Subtitles | لكن، شوفي، لا أستطيع أن أعرف ماذا يمكن أن أكون... لأنني لم أكن شيئ حتى الآن. |