"لأنها تسمح" - Translation from Arabic to Turkish

    • çünkü
        
    Sessizlik, insanların sahip olduğu en değerli şeylerden biridir. çünkü varlığımızın derinliğini hissetmemize olanak sağlar. TED الصمت هو واحد من أكثر الحالات الثمينة لدى البشر، لأنها تسمح لنا بالشعور بعمق وجودنا.
    En nihayetinde, [Ses insanüstüdür.] ses insan durumunun ötesine geçer çünkü bu sınırı geçmemize olanak tanır. TED وفي نهاية المطاف، يتجاوز الصوت الحالة البشرية، لأنها تسمح لنا بالتجاوز.
    Bu çok büyük bir gelişme çünkü bunun gibi şeyler yapmamıza izin verir. TED وهذا تغيير كبير حقًا لأنها تسمح لنا للقيام بأشياء كهذه.
    Bu, ağ. Ve benim durumumda, bağ medyada önemli bir yere sahip, çünkü insanlarla bağlantı kuruyorum. TED إنها الشبكة. وبالنسبة لي, أصبحت الشبكة مهمة في الوسائط, لأنها تسمح لي أن أتصل بالناس.
    çünkü onu evde bıraktı, çünkü öncelikle onun burada kalmasına izin verdi. Open Subtitles لأن تركت له في المنزل، لأنها تسمح له البقاء هنا في المقام الأول.
    Zekanızı gözünüzde büyütürsünüz çünkü ne olursa inanmanızı sağlar. Open Subtitles أتمجد إستخباراتك لأنها تسمح لك ، بالإيمان بأى شئ
    İnanılmaz özgürleştirici bir fikir, çünkü dağınık sayısal hesaplamalarla batağa saplanmadan sorunları çözmenize imkân verir. Open Subtitles إنها فكرة متحرّرة للغاية لأنها تسمح لك بحلّ المشاكل دون التورّط
    Bir çok olayda umumi güvenlik kameralarını kullanırız çünkü suç teşkil eden davranışları yakalamamızı sağlar. Open Subtitles في الكثير من القضايا نستخدم كاميرات المراقبة العامة لأنها تسمح لنا بصطياد الجرائم النشطة
    Bitcoin İpek Yolu için ideal para birimiydi çünkü anonimlik sağlıyor ve bankaların ve devletin kontrolü dışında işliyor. Open Subtitles بيتكوين كانت عملة مثالية لطريق الحرير لأنها تسمح بعدم الكشف عن الهويه ولأنها خارج سيطرة البنوك والحكومات
    Bu figürler, bu güçlü çerçeve içine bir nevi kısılmışlar, sanki bir hapishane gibi, ancak aynı zamanda da bir kale gibi, çünkü bu onların kayıtsız, naif, tasasız ve dış dünyadan oldukça habersiz olmasını sağlıyor. TED هذه الأشكال نوع ما محبوسة في هذه الشبكة القوية جداً، و التي هي سجن، لكنها أيضاً قلعة، لأنها تسمح للأشكال بأن تكون غافلة و ساذجة و مبتهجة و غافلة جداً عن العالم الخارجي.
    Üç tekerleği olduğu için aslında... ...bir motorsiklet olarak sınıflandırılıyor ki bu güzel birşey... ...çünkü bu size teorik olarak bir çok eyalette... ..otobanlarda ve aslında tüm şehirlerde kullanma imkanı veriyor.... TED وهي تُصَنَّفُ في الواقع كدرّاجة نارية بسبب عجلاتها الثّلاث, وهي ميزة كبيرة لأنها تسمح لك, من الناحية النظرية, باستخدامها على الطرق السريعة في معظم الولايات, وحاليّا في جميع المدن.
    çünkü sinirler ameliyattan sonra ölçülülügü, mesane kontrolünü ve seksüel fonksiyonu devam ettirmenizi sağlar. Bunların hepsi hasta için oldukça önem taşır. TED لأنها تسمح لك بالحفاظ على وظائف التّحكم والسيطرة على المثانة , والنشاط الجنسي بعد الجراحة. وكلها أمور مهمة إلى حد ما بالنّسبة إلى المريض.
    "Salsa genlerimizi ifade etmeliyiz çünkü bu güzelliğimizi ona borçluyuz." Open Subtitles لأنها تسمح لنا بان نكون
    (Alkış) Ve bu dünyâmıza bakmak için gerçekten güçlü bir yöntem, çünkü nesnelerin yeni durumlara nasıl tepki vereceğini tahmin etmemizi sağlıyor ve örneğin, eski bir köprüye bakarak arabamla üstünden geçsem ne olur diye düşündüğünüzü hayâl edebilirsiniz. TED (تصفيق) وبالفعل فهذه طريقة فعالة ننظر بها الى العالم لأنها تسمح لكم بالتنبؤ برد فعل الأجسام للأوضاع الجديدة فيمكن لك أن تتصور مثلا النظر الى جسر قديم وأن تتخيل ماذا سيحدث وكم سيتحمل ذلك الجسر إذا أردت قيادة سيارتي عبره

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more