"لأنه بمجرد أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • çünkü
        
    çünkü bir kere trilyonlarca atomu topladığınızda, o kuantum tuhaflığı birden dağılır. TED لأنه بمجرد أن تضع تريليونات الذرات معاً، فإن دهشة الكم تتلاشى تماماً.
    çünkü kendimize hayal etme izni verdiğimiz an, işimizin çoğunu birbirine bağlayan ipler aşikar hale geldi. TED لأنه بمجرد أن سمحنا لأنفسنا بأن نحلم، أصبحت الروابط بيننا بديهية.
    çünkü buraya gelir gelmez kontrolü ele alacaktır. Open Subtitles لأنه بمجرد أن يشاهده أعرف أن سيعجبة ويكملة
    Dünyadaki kasırgalar asla bu kötü çocuk kadar büyük olmaz... çünkü sahile vurduklarında, frenler devreye girmiş olur. Open Subtitles لا تصبح الأعاصير شديدة لهذا الحد على الأرض لأنه بمجرد أن تصطدم باليابسة تكون بمثابة عائق لها
    çünkü, yapabileceğini bir kez öğrendi mi bir daha istemeyecektir. Open Subtitles اعطيها له لأنه بمجرد أن يعرف أنه سيحصل على هذا...
    çünkü kapıdan bir girdi mi, bunun geri dönüşü yok. Open Subtitles , لأنه بمجرد أن تدخل من هذا الباب لا يوجد طريق للعودة
    çünkü o tümörü çıkardığımızda, hepsi kaybolacak. Open Subtitles , لأنه بمجرد أن نزيل الورم كل هذا سيختفي
    çünkü birine bir şey söylediğinde bunun geri dönüşü olmuyor. Open Subtitles لأنه بمجرد أن نعلن عن الأمر بصوت عالٍ، لن يكون هناك رجعة
    çünkü birine bir kez sevdiği kişinin onu aldattığını söylersen onun hayatını sonsuza dek değiştirirsin. Open Subtitles لأنه بمجرد أن تخبر أحدا ان الشخص الذي يحبونه يقوم بخيانتهم
    çünkü öğrendiğin an, artık işine yaramam ve beni hemen öldürürsün. Open Subtitles لأنه بمجرد أن تعرف ما هو هناك، وسوف تكون عديمة الفائدة لك وسوف فقط قتلي.
    çünkü bunu patronlarıma götürdüğümde geri dönüş olmayacak. Open Subtitles لأنه بمجرد أن أذكر هذا لرئيسي لن يكون هناك تراجع للوراء
    çünkü merkezde bir yerde duramadığını ve dünya adına konuşmadığını hissedersen, elindekileri ancak küçük, seçilmiş bir gruba sunabileceğini düşünürsün. TED لأنه بمجرد أن تشعر أنك لا تستطيع أن تقف في الوسط وتتحدث نيابة عن العالم، تشعر أنك تستطيع تقديم الخير لمجموعة صغيرة ومختارة.
    çünkü buna Brezilya'da ya da Güney Florida'da izin verdiğiniz anda tüm dünyaya yayılmaya başladığını görürsünüz. TED لأنه بمجرد أن تطلق هذا في البرازيل أو في جنوب فلوريدا -- البعوض لا تحترم الحدود.
    çünkü, askerlerimiz İngiliz hanımlarıyla tanışıp kaynaştıkça ve eve mektup yazarak ne kadar harika olduğunuzu anlattıkça Amerikan hanımları kıskançlığa kapılıp bu savaşın çabuk bitmesini sağlayacaktır. Open Subtitles لأنه بمجرد أن يجتمع رجالنا .... ويتعرفوا على السيدات الأنجليز ويكتبوا رسائل إلى زوجاتهم ...
    çünkü askerlerimiz İngiliz hanımlarıyla tanışıp kaynaştıkça ve eve mektup yazarak ne kadar harika olduğunuzu anlattıkça Amerikan hanımları kıskançlığa kapılıp bu savaşın çabuk bitmesini sağlayacaktır. Open Subtitles لأنه بمجرد أن يجتمع رجالنا .... ويتعرفوا على السيدات الأنجليز ويكتبوا رسائل إلى زوجاتهم ...
    çünkü beni ellerine geçirdikten sonra adadaki herkesi öldürmek üzere emir aldılar. Open Subtitles - لأنه بمجرد أن يأخذوني - فالخطوة القادمة هي قتل كل الباقين على الجزيرة
    - çünkü onları kızdırdıktan sonra özür kısmını devreye sokarsın. Open Subtitles - لأنه بمجرد أن تغضبهم - سوف تقدم اعتذارك
    - çünkü sözleşmeyi imzaladığın an, senin sahibin olur. Open Subtitles لأنه بمجرد أن تسجّلي لديها ، فستمتلكك
    Hastanede geçecek tatlı uykudan bahsetmiyorum bile çünkü bebeği eve götürdüğümüzde tüm gece ağlarsa birimiz onunla ilgilenmek zorunda kalacak. Open Subtitles بدون ذكر مبيت ليلة إضافية بالمشفى سيكون ذلك لطيفاً جداً، لأنه بمجرد أن نجلب المولود للمنزل إذا كان سيبكي طوال الليل فعلى أحدنا الاهتمام بذلك
    çünkü araç durduğunda sizin hayatlarınız da bitmiş olacak. Open Subtitles لأنه بمجرد أن تتوقف الشاحنة كذلك حياتكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more