Çünkü o zaman, gerçek bilgilere ulaşmaya başlarsın. | Open Subtitles | لأنه عندها تمتلك الصلاحيات للمعلومات الحقيقية |
Çünkü o zaman yüzdelerle falan uğraşmamız gerekecek. | Open Subtitles | لأنه عندها يجب أن نتعامل بالنسبة المئوية وكل هذه الأمور |
Çünkü o zaman çocukluğumla ilgili tanıklık etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لأنه عندها سيجبرونني على الشهادة بشأن طفولتي |
Çünkü o zaman insanlara savaşma şansı vermek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | لأنه عندها ستضطر لإعطاء الناس فرصة للقتال |
Çünkü o zaman içine bir kaç şey koyabiliriz. | Open Subtitles | ـ لأنه عندها يمكننا أن نضع فيها بعض الأشياء |
Çünkü o zaman sen doğmamış olursun. | Open Subtitles | أهذا ما تريده؟ لأنه عندها لن تكون قد ولدت أصلاً |
Resimli kitap veya bardak olsa daha iyiydi Çünkü o zaman her sevgililer gününde o kaşmir kutuyu çıkardığın zaman o kadar umutlanmazdım. | Open Subtitles | كنت أفضل طاولة قهوة جميلة أو حتى ربما إبريقًا، لأنه عندها على الأقل لن ترتفع توقعاتي |
Keşke. Çünkü o zaman sallandığı yerden alırsın. Çok kötü bir durum. | Open Subtitles | أتمنى ذلك ، لأنه عندها يمكنكِ ألا نفعليها إنها مقرفة فعلًا |
Çünkü o zaman eve kocanla birlikte dönersin. | Open Subtitles | لأنه عندها ستذهبين للمنزل مع زوجك |
Havaalanına gidemem Çünkü o zaman Benjamin kazanır. | Open Subtitles | لا أستطيع الذهاب الى المطار لأنه عندها "بينجامين" سيفوز |
Çünkü o zaman burada olmayacaksın. | Open Subtitles | لأنه عندها لن تكوني معي هنا |
Çünkü o zaman beni alıkor. | Open Subtitles | لأنه عندها يتمكن مني |
Ve beni ne aç ne de sinirli görmek istemezsin çünkü o sıra uykulu, aksi, kaba adamın biri olurum. | Open Subtitles | و لا تريدني جائعاً و غاضباً لأنه عندها ينقلب مزاجي و أصبح شريراً، ثم يغلبني النعاس |