Her şey bir yalanmış! Bize hiçbir şey bırakmadı, Çünkü hiçbir şey yokmuş. | Open Subtitles | الأمر برمته احتيال، لم يترك لنا شيء، لأنه لا يوجد شيء من الأساس. |
Çünkü hiçbir hakaret sizin tatminsizliğiniz kadar beni harap edemez. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد شيء أواجهه أكثر صعوبة من نيل رضاك |
Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
çünkü teknolojiyle ilgili yanlış bir şey yok, teknolojiye yaklaşımımız yanlış. | TED | لأنه لا يوجد خطأ بالتكنولوجيا، ولكن منهجنا المتعلق بالتكنولوجيا غير صحيح. |
Ama ayrıca benim de Bayan Underwood için bunu söyleme hakkım var çünkü savaştan kaçmaktan daha büyük bir rezillik yoktur. | Open Subtitles | لكن أنا أيضاً أملك الحق بالقول أن السيدة آندروود مُشينة أيضاً، لأنه لا يوجد شيء مُشين أكثر من الهرب من معركة. |
Belki insanlar beni görecek bir şey olmadığı için görmüyordur. | Open Subtitles | ربما لا يراني الناس لأنه لا يوجد هناك شيئاً يرونه |
Babası ortalıkta yok diye çocuğuna babalık etmemi istiyor. | Open Subtitles | تريدني ان أربي هذا الطفل معها لأنه لا يوجد والد |
çünkü bir başımızaydık ve o çalışıyordu. | Open Subtitles | . لأنه لا يوجد غيري أنا وهي . وهي تذهب إلى العمل |
Çünkü hiçbir yaşayan hafıza onları hatırlayamıyor. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد عقل حي يمكنه تذكر هذه الأشياء |
Tamam, bütün davaların üstünden geçtiysen kazanılmayacağının farkına varmışsındır Çünkü hiçbir açığı yok. | Open Subtitles | لو نظرت لجميع القضايا ستعلم، بأن السبب بعدم فوز احد بها لأنه لا يوجد طريق في أرض المعارك |
Bu hapları sizin vermeniz gerekecek Çünkü hiçbir köpek fitil almaya gönüllü olmaz. | Open Subtitles | سوف تحتاج لإدارة هذه الحبوب لأنه لا يوجد كلب يأخذ التحاميل طوعاً |
Çünkü hiçbir mantıklı siyahi o insanlarla takılmaz. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد رجل أسود عاقل يتسكع مع اولئك الناس |
Hiç durma, Çünkü hiçbir zenci benimle böyle konuşamaz! | Open Subtitles | أن تذهب إلى الأمام، لأنه لا يوجد الزنجي هو ستعمل الكلام لي بهذه الطريقة ... |
Bu kadınların isimleri zihnimizden geçip gitti çünkü onları görebilmemiz için, hatırlamamız için ve unutmamamız için hiçbir çerçeve yok. | TED | أسماء هؤلاء النساء تسللت من خلال وعينا لأنه لا يوجد أُطر تُمكننا من رؤيتها، ولا حتى لنتذكرها، ولا للاحتفاظ بها. |
Bu gerçekten önemli, çünkü teknolojinin geldiği bu seviyede fiziksel bir alete uyum sağlamamız için bir neden yok. | TED | وهذا هو المهم حقا ، لأنه لا يوجد أي سبب في أيامنا و عصرنا هذا أن نتقيد بجهاز مادي |
Seni öldürmek bana acı vermez, çünkü ölüm aslında yok. | Open Subtitles | أنا لا أخشى من قتلك لأنه لا يوجد هناك موت |
Ateşe ihtiyacımız var, çünkü elektrik yok ve burası soğuk, anladın mı? | Open Subtitles | نحتاج هذه النار لأنه لا يوجد كهرباء و الجو بارد بالعراء حسناً؟ |
çünkü dalgaların kumsalı öpmekten vazgeçmeyi reddetmesinden daha güzel birşey yoktur, kaç defa yıkıp geçtiği mühim değil. | TED | لأنه لا يوجد شيء أكثر جمالا من المحيط الذي لاينكف عن تقبيل الشاطئ ، مهما كانت المرات التي رُفض فيها |
Böyle bir sıralanımda entropi düşüktür. çünkü hiç çeşitlilik yoktur. | TED | هذا التكرار له نسبة منخفضة من الانتروبيا لأنه لا يوجد فيه اختلاف على الإطلاق. |
Biliyorum, çok fazla yarasa var, ama havalandırma olmadığı için. | Open Subtitles | أعني, بالتأكيد توجد بعض الصعوبات هناك لأنه لا يوجد تكييف |
Bence konuşacak kimsen olmadığı için kitap okuyorsun. | Open Subtitles | أعتقد بأنك تقرأ لأنه لا يوجد من تتحدث معه |
Erkek arkadaşımız yok diye kendimizi kötü hissetmemeliyiz. | Open Subtitles | لا يجب أن نشعر بسوء ...لأنه لا يوجد خليل لدينا |
Avrupa'ya gideceğim çünkü bir avuç kibirli insanla... kapalı ve sıkışık bir yerde olmak gibisi yok. | Open Subtitles | للتتويج لأنه لا يوجد شيء مثله الملابس الضيقه، الحشود في مكان مغلق وحفنه من الأشخاص المغرورين. |