Okumak, düşünmenin bir şekli. Bu yüzden okumak zordur Çünkü düşünmek zorunda kalırız. | TED | إن القراءة شكل من أشكال التفكير، لذلك من الصعب أن نقرأ، لأنه يتوجب علينا أن نفكر. |
Neden mi? Çünkü bir gün içinde bir şey teslim etmek gerekiyor. | TED | لماذا؟ لأنه يتوجب عليهم تقديم شيء في يوم واحد. |
Sadece bir oyun, Çünkü saat 10'da yatakta olması gerekiyor. | Open Subtitles | فقط نستطيع أن نلعب اللعبة القادمة لأنه يتوجب عليه الذهاب إلى الفراش في العاشرة |
Çünkü filom ona ulaşmadan önce onu yok etmelisin. | Open Subtitles | لماذا؟ لأنه يتوجب عليك تدميره قبل أن يصل أسطولي للسيطرة عليه |
Çünkü evime karımla ve kızlarımla yemeğe yetişmem lazım. | Open Subtitles | لأنه يتوجب علي الذهاب إلى المنزل إلى زوجتي وأبنائي لتناول العشاء |
Çünkü esnaf akşam eve giderken uğrayıp günlük hasılatını koyabilmeli. | Open Subtitles | لأنه يتوجب على الأعمال أن تسقط الجسور لغنائهم اليومية |
Çünkü cuma günü saat 4'te biriyle görüşmem gerekiyor. | Open Subtitles | لأنه يتوجب علي ان ارى شخصا يوم الجمعة الساعة 4: |
Evet, gitmem gerekiyor Çünkü biriyle buluşmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لأنه يتوجب علي مقابلة شخص ما |
Onu öldürmene izin veremem, Çünkü bunu ben yapmalıyım. | Open Subtitles | لن أدعك تقتله لأنه يتوجب علي أنا فعل ذلك. |
Her zaman güneşe yönelmiş olmak zorundalar, ki böylece uzayın içine yayılabilsinler, Çünkü bu yüzeylerdeki yerçekimi zayıftır. | TED | لأنه يتوجب عليها أن تكون كلها متوجهة للشمس, وسيكون بإمكانها الإنتشار في الفضاء لأن جاذبية الأجرام التي تعيش عليها ضعيفة |
Bunu şuna benzetebiliriz: şikagoda yaşıyor ve çalışıyorsunuz ve işiniz St.Louis'e aktarılıyor. eşiniz bundan hoşlanmayacaktır. Çünkü uçak biletinizi ödemek zorundasınızdır, ve uzun bir süre uzakta olmak zorundasınızdır. | TED | فالأمر يشبه كم لو أنك موظف في شيكاغو و من ثم يتم نقلك إلى سانت لويس و شريكك ليس راضياً عن ذلك لأنه يتوجب عليك دفع مصاريف الطيران لأنك ستذهب لفترةٍ أطول |
- Beni rahatlatmaya çalışacak sözler söylemeye çalışma Çünkü az önce söylediğin onca şeyden sonra herşeyi yeniden değerlendirmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | -لا تقل لي أنك كنت تحاول تهدئتي حيال هذا أيضاً، لأنه يتوجب عليّ إعادة تقييم كل شيء أخبرتني به |
Çünkü Argent'ın planı bozmayacağından emin olmalıydım. | Open Subtitles | لما أنا ؟ لأنه يتوجب عليّ أن أتأكد أن آل "أرجنت" لا يفسدوا خطتنا بالكامل |
Çünkü şu konferans görüşmesini yeniden ayalamam gerekiyor ve... | Open Subtitles | لأنه يتوجب علي اعادة جدولة تلك المكالمة ...الجماعية وعلي |
John Glenn'i eve güvenli biçimde getireceğiz, Çünkü zorundayız. | Open Subtitles | سنعيد "جون غلين" إلى الأرض بأمان لأنه يتوجب علينا ذلك، |
Güneşten daha da uzaklaştığınızda, yansıma daha da artacaktır. Böylece yaşam avlamanın bu metodu uzaklaştıkça daha fazla güç kazanacaktır. Çünkü optik yansıtıcıların, yansıttıları ışığın karanlık arka planında bile kontrast yoluyla parlayabilmesi için daha güçlü olması gerekecektir. | TED | وكلما ابتعدت أكثر عن الشمس ستزداد شدة هذا الإنعكاس, لذلك, في الواقع هذه الطريقة لاكتشاف وجود هذه الكائنات تزداد فعاليتها كلما ابتعدنا أكثر عن الشمس لأنه يتوجب على العواكس الضوئية أن تكون أقوى حتى يتسنى للضوء المنعكس أن يشع بقوة أكبر مقارنة بالظلام المحيط بها |
Bu şu anlama geliyor burada bir beyin sahibi olunca sadece büyük beynin yemekle konuşması yetmiyor, aynı zamanda yemeğin de bu beyinle konuşması lazım, Çünkü aslında her iki beyinle de konuşmayı öğrenmemiz gerekli. | TED | ولكن ماذا يعني هذا اقصد ان نملك دماغا هناك في الحقيقة .. ليس فحسب الدماغ الرئيسي لدينا هو الذي يتواصل مع الغذاء .. اذ ان الغذاء يتواصل ايضاً معه كالدماغ لأنه يتوجب علينا التعلم منه كيف نتحدث الى الدماغ ؟ |
Çünkü mecburum. | Open Subtitles | لأنه يتوجب عليّ ذلك |
Çünkü yerine bunu takıyor olacaksınız. | Open Subtitles | لأنه يتوجب عليك فعل ذلك |
Çünkü bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | لأنه يتوجب علي أن أقوم بإتصال |