çünkü, her şeyi.. yani .. her türlü şeyi Google'a yazabilir ve yanıt beklersiniz değil mi? | TED | لأنه يمكنك أن تطبع، تعرفون، أي شئ على قوقل، وتتوقع الإجابة، صحيح؟ |
Fakat dinozorların kemiklerini kesmek sizin de anlayacağınız üzere oldukça zor çünkü müzeler için kemikler oldukça kıymetli parçalar. | TED | لكن القطع في عظام الديناصور من الصعب القيام به,لأنه يمكنك ان تتخيل بسبب المتاحف العظام ثمينة |
Dışarı çıkıp her yeri ele geçiren intikamcı bir tanrı olabilirsiniz, çünkü bu olanağınız var; gidip diğer zeki ırklara saldırabilirsiniz. | TED | يمكن أن تكون إله إنتقامي و تخرج وتستولي. لأنه يمكنك فعل ذلك، أن تذهب وتهاجم في سباقات أخرى ذكية. |
Dolayısıyla Portal'ı da aldık çünkü bu oyunda, yeni alanlar açmak için duvarları vuruyorsunuz. | TED | لذا يتعين علينا بوابة لأنه يمكنك إطلاق النار على الجدران من أجل خلق فضاءات جديدة. |
Ayrıca sizi çok iyi bir kulak misafiri yapıyor, çünkü aynı anda iki konuşmayı birden dinleyebiliyorsunuz. | TED | كما أنه يجعلك جيدة جدا في التنصت لأنه يمكنك الاستماع إلى محادثتين في نفس الوقت |
Bu, gerçek bir mide. çünkü, kirlilik şeklinde enerji koyduğunuzda elektrik üretir. | TED | وإنها حقا معدة لأنه يمكنك وضع طاقة في هذا الجانب فى هيئة التلوث، ويولد كهرباء. |
İyi değilsen bana söyleyebilirsin çünkü, değil mi? | Open Subtitles | لأنه يمكنك أن تخبرني لو أنك لست بخير حسنا |
çünkü koşmak zorunda değilsin. İstersen şurada biraz kestirebilirsin. | Open Subtitles | أنت لست مضطرة لذلك لأنه يمكنك أخذ غفوة هنا الآن |
çünkü oraya gidebilir ve geri isteyebilirsin. | Open Subtitles | لأنه يمكنك الذهاب اليه لتطلب منه استعادته |
çünkü kilom yüzünden, benimle ilgilenmediğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | هل تعرف لماذا؟ لأنه يمكنك قول أنه كان أمر الوزن هذا ما جعل رأسك يدور |
Ben gerçekten bu durumdan rahatsız oluyorum çünkü insan bir yerlerde bebek güvercinler olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أنا منزعج للغاية لأنه يمكنك ان تجد حمامة صغيرة فى مكان ما |
Bu gayet mantıklı, çünkü birinin kapı çalışına dayanarak ne kadar uzun olduğunu çoğu zaman söyleyebilirim. | Open Subtitles | أرى أن هذا يبدو معقولاً لأنه يمكنك استخدام تعويذة معينة لمعرفة أنني لست كذلك |
çünkü etrafınıza bakar ve "istediğim arabaya sahip değilim" | Open Subtitles | لأنه يمكنك أن تنظر حولك وتقول حسناً اُنظر، ليست لدي السيارة التي أريد ليس لدي البيت الذي أريد |
...çünkü burada bir adamın dövmelerini görebiliyorsun. | Open Subtitles | لأنه يمكنك أن ترى الأوشام التي لدى الرجل |
çünkü adamların dövmeleri olup olmadığını görebilirsin. | Open Subtitles | لأنه يمكنك أن ترى الأوشام التي لدي الرجل |
çünkü arka koltukta iki orospuyla sevişebilir ve kaputun üzerine bir alev makinesi yerleştirebilirsin. | Open Subtitles | لأنه يمكنك مضاجعة عاهرتين معاً في المقعد الخلفي ولن يستطيع أحد إيقافك، صحيح؟ |
çünkü, demek istediğim, eğer beni Seattle'da uçurursan generallerin haberi olabilir. | Open Subtitles | لأنه يمكنك أن تتصل بإستعجالات 'سياتل' الآن |
çünkü yalnız ayrılmadan önce onları ayarlayabilirsin. | Open Subtitles | لا يمكن لأي شخص ان يغير الإحداثيات أثناء الرحلة لأنه يمكنك فقط تحديدهم قبل المغادرة |
çünkü ben bu robot ve logoyu ... normal bir mağazada satış yapmak için değil... bir çok üründe kullanmak için tasarladım. | Open Subtitles | وأقول ذلك لأنه يمكنك أخذ الشعار والرجل الآلي وتضعهم على بعض المنتجات والتي طبيعياَ لن تباع في متجرك |
Evet, çok tedirginim çünkü şehirde bir yerlerde yavru güvercin olmalı. | Open Subtitles | أنا منزعج للغاية لأنه يمكنك ان تجد حمامة صغيرة فى مكام ما |