çünkü onu yakalayacak kadar zeki biriyle tanışmayacaktı. | Open Subtitles | فإنّ هذا الرجل سيستمرّ بالقتل لأنّه لمْ يلتقِ بأيّ شخص ذكيّ بما يكفي ليُلقي القبض عليه. |
Bunu yolladım çünkü başka seçenek bırakmamıştı. | Open Subtitles | أرسلتُ تلك لأنّه لمْ يترك لي أيّ خيار، وكان يجب أن يتم إخباره |
- Evet. Islak permalı saçları vardı. Ben ıslak perma yapamıyordum çünkü saçlarım yeterince uzamıyordu. | Open Subtitles | كان لديه شعرٌ مجعّد، و لمْ أستطع الحصول على شعرٍ مجعّد لأنّه لمْ ينمُ كثيراً |
Dün beni aradı çünkü daha önce hiç evine gitmemiştin. | Open Subtitles | لقد إتّصلت بي لأنّه لمْ يسبق لكِ أن أتيتِ إلى منزلها مِن قبل. |
O zaman ne çeşit yemek yediğini de bulmanız gerek çünkü benim verdiklerime dokunmadı bile. | Open Subtitles | إذن من الأفضل أن تجدوا نوع الطعام الذي يأكله، لأنّه لمْ يلمس الطعام الذي وضعتُه له. |
Şirkette kalmış çünkü zaten gidecek bir yeri de yokmuş. | Open Subtitles | وبقيت مع الشركة لأنّه لمْ يكن لديها أيّ مكان آخر تذهب إليه. |
Evet, resmini çektirmiştir, çünkü mahkemeye gelmedi. | Open Subtitles | أجل، يجب أن أتخيّلها أيضاً، لأنّه لمْ يحضر إلى المحكمة. |
çünkü o hala dışarıda, çünkü o hala yakalanmadı. | Open Subtitles | لأنّه لا يزال في الخارج، لأنّه لمْ يُقبض عليه بعد. |
çünkü daha önce hiç ofisime gelip tutuklamalarımı sorgulamamıştın. | Open Subtitles | لأنّه لمْ يسبق أن أتيت إلى مكتبي وشكّكت في إعتقالاتي من قبل. |
çünkü o zaman yoktu. Burada kalma kararı verdiğinde meydana geldi. | Open Subtitles | لأنّه لمْ يكن موجوداً شُيّد عندما اتّخذتَ قرار البقاء هنا |
Eşine anlatmadı. çünkü suç dolu geçmişini bilsin istemiyordu. | Open Subtitles | لمْ يكن يُريد أن يُخبر زوجته حيال ذلك، لأنّه لمْ يُردها أن تعرف حيال ماضيه الإجرامي. |
- çünkü zaten onu izleyen ve gözetleyen insanlar yoktu! | Open Subtitles | لأنّه لمْ يكن لديها أناس يُراقبونها ويُحدّقون فيها بالفعل. |
Üzerinde parmak izi bulamazsınız, çünkü tablo el yapımı değil. | Open Subtitles | حسناً، لن تجدوا أيّ بصمات على اللوحة، لأنّه لمْ يتم صنع هذه اللوحة باليد، |
Gerçek şu ki kimse onların gerçekten ne olduğunu bilmiyor. çünkü onlarla yüzleşen hiç kimse ellerinden kurtulamadı. | Open Subtitles | الحقيقة أنّ أحدًا لا يعرف طبيعتهم، لأنّه لمْ يسبق لأحدٍ النّجاة من براثنتهم. |
Yazar bu dünyadaki olayları değiştiremez çünkü buradaki herkesi mutlu sonuna o kavuşturmadı. | Open Subtitles | لا يستطيع المؤلّف تغيير الأحوال ببساطة في هذا العالَم لأنّه لمْ يمنح نهايةً سعيدة للجميع هنا |
Sorun değil çünkü artık konuşacak bir işimiz yok. | Open Subtitles | لابأس بذلك لأنّه لمْ يعد لديّنا أيّ أعمال نناقشها. |
Jack o konuşmayı hatırlamıyor, çünkü öyle bir konuşma yapmadı, konuşan bendim. | Open Subtitles | لمْ يتذكّر (جاك) تلك المُحادثة، لأنّه لمْ يكن الذي أجراها، بل أنا. |
çünkü babamı gerçekte hiç tanıyamadı. | Open Subtitles | لأنّه لمْ يعرف مطلقاً كيف كان والدي |
Bağlayıcı büyünün hiçbir etkisi yoktu... çünkü bağlanacak birşey yoktu. | Open Subtitles | تعويذةُ ربطُكِ لم يكُن لها تأثير... لأنّه لمْ يوجد هُنالك شيءٍ لكي يُستطلع. |
Bağlama büyün bir işe yaramadı çünkü orada bağlayacak bir şey yoktu. | Open Subtitles | تعويذةُ ربطُكِ لم يكُن لها تأثير... لأنّه لمْ يوجد هُنالك شيءٍ لكي يُستطلع. |