Hayat, yoldaki tüm tümsekler hakkında durup düşünecek kadar uzun değil. | Open Subtitles | تلك الحياةِ قصيرة جداً لأنْ مسكن على كُلّ صدمة في الطريقِ. |
Buna karışamayacak kadar küçük. Lütfen! Onun için çok tehlikeli. | Open Subtitles | هي صغيرة جداً لأنْ تَكُونُ متورطه في هذا , رجاءً. |
Ezberlenemeyecek kadar karışık ve imha edilemeyecek kadar da değerli. | Open Subtitles | الآن، هو كثيرُ معقّد جداً لأنْ يَستظهرُ وإلى حدٍ بعيد مهم بشكل حيوي للتَحْطيم. |
Senin için bir kağıda yazarım. Gidemeyecek kadar iyi olduğunu bildiririm. | Open Subtitles | أنا سَأَكْتبُ لك ملاحظةً سَأَقُولُ بأنّك مريض جداً لأنْ تحْضرُ |
Biz kendimizi kilitleyip anahtarı atacak kadar yaşlı değiliz. | Open Subtitles | نحن صغار جداً لأنْ نَسْجنُه ونرْمي المفتاحَ |
Ezberlenemeyecek kadar karışık ve imha edilemeyecek kadar da değerli. | Open Subtitles | الآن، هو كثيرُ معقّد جداً لأنْ يَستظهرُ وإلى حدٍ بعيد مهم بشكل حيوي للتَحْطيم. |
Ben onunla konuştum, seni arayamayacak kadar meşgul. | Open Subtitles | تَكلّمتُ معها وهي مشغولة جداً لأنْ نداء أنت. |
İkimiz de bu rüyanın, bariz anlamı üstünde vakit kaybetmeyecek kadar zekiyiz. | Open Subtitles | نحن أذكياء جداً لأنْ وقت نفايةِ على التفسيرِ الواضحِ. نعم. |
hatırlayamayacak kadar sarhoştu. | Open Subtitles | لم أفعَلَ أيّ شيء كانت سكرانة جداً لأنْ تَتذكّر |
Oraya gömülmeyi ne kadar çok istediğini biliyordum. | Open Subtitles | أَعْرفُ كَمْ أنت كُنْتَ تَنْظرُ للأمام لأنْ يَكُونَ ميت هناك. |
Beni yakalayamayacak kadar ağırlaşmasını bekliyorum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّني أَنتظرُ حتى بَعْدَ أَنْ تُصبحُ كبير جداً لأنْ يَمْسكُني، |
Demek bunu anlamayacak kadar gençmişiz. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّنا كُنّا فقط صغير جداً لأنْ يَعْرفُه. |
Tek başına yapılamayacak kadar zor. | Open Subtitles | حَسناً، دعنا فقط نَقُولُ بأنّها ثقيلة جداً لأنْ ترْفعُ لوحدى. |
O kadar üzgündüm ki, ne okula gidebildim, ne yemek yiyebildim. | Open Subtitles | أنا حزين جداً لأنْ أَذْهبُ إليه تعلّمْ أَو كُلْ حتى. |
Bize yine sidik yarıştırtıyor ve bunu fark edemeyecek kadar yoğundum. | Open Subtitles | هو حرّضَنا ضدّ بعضهم البعض لذا أنا سَأكُونُ مشغول جداً لأنْ مُلاحظة. |
Spor şapka, ilk çıktıklarında tutulmadığını bilemiyecek kadar genç olan çocukta. | Open Subtitles | قبّعة رغوةِ على الطفلِ الذي صغير جداً لأنْ يَعْرفُ هم كَانوا سئين المرة الأولى خَرجوا. |
Yararlı olamayacak kadar tembeller | Open Subtitles | هم أَصْبَحوا كسالى جداً لأنْ يَكُونونَ مفيدينَ |
Ve eline geçen en iyi fırsatı es geçecek kadar aptal değilsin. | Open Subtitles | وأنت ذكية جداً لأنْ تَنصرفين مِنْ أفضل فرصةِ رَأيتها أبداً |
Bir aile olabilmek için bir o kadar daha yaklaştığımıza İnanbiliyormusun ? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ تَعتقدَ نحن أقرب شيئاً ما لأنْ يَكُونَ أباءَ؟ |
Çoğu insan ruhların varlığını kabullenemeyecek kadar dar görüşlüdür, ama onlar buradalar. | Open Subtitles | كثير من الناسِ منغلقونً لأنْ يَعترفُوا بوجود الأرواحِ، لكنهم حولنا |