Onun hastanede olduğunu telsizden duyunca ve ailesine telefonla ulaşamadıklarını duyunca... | Open Subtitles | لذلك عندما سمعت عبر جهاز الراديو أنه في المستشفى و لم نتمكن من الوصول لأهله عبر الهاتف |
Evet,o kadar kötü sonuçlanmış ki cesedi,resmi bir otopsi yapılmadan ailesine teslim edilmiş. | Open Subtitles | أجل , بشكلٍ خاطيء جداً لدرجة أن جسده قد سُلِم لأهله دون تشريح رسمي للجثة؟ |
ve ailesine belki de hiç yürüyemeyeceği, hiç konuşamayacağı, entellektüel bir kapasitinin olamayacağını, belki de onları hiç tanımayacağını söylemişler. Rahatça ölmesi için onu hastaneye bırakmasını önermişler. | TED | عندما ولِد، شُخِّص على أن لديه ضمورا مشوّها، حالة معيقة جدًا، وقد قيل لأهله أنه لن يمشي أبدًا ولن يستطيع التكلم أبدًا، لن يكون لديه قدرة عقلية، وأنه قد لا يتمكن حتى من التعرف عليهم |
Kur'an'dan ayetler ve Peygamberin sözlerini, onun sözleri olan şu gibi hadisleri kullandım: "Sizin en hayırlınız ailesine en iyi davranandır." | TED | آيات قرآنية وأحاديث نبوية. الأحاديث ،أقواله على سبيل المثال، "خيركم خيركم لأهله " |
Verdiğiniz numara ailesine aitmiş. | Open Subtitles | رقم الهاتف الذي أعطيتني إياه كان لأهله |
Bir şekilde ailesine vereceğiz. | Open Subtitles | إرجعها لأهله بأي طريقة |
Başı belaya girdiğinde ailesine giden bir dedektif söyle bana. | Open Subtitles | {\pos(092,260)}اذكر محقق واحد يلجأ لأهله في وقت الشدّة |