"لإبادة" - Translation from Arabic to Turkish

    • yok etmek için
        
    • yoketmek
        
    • yok etmeye
        
    • soykırımın
        
    • ortadan kaldıracak
        
    Gelecek nesli yok etmek için, Tutsi çocuklarını hedef alıyorlar Paul. Open Subtitles يَستهدفونَ أطفالَ التوتسي, بول لإبادة الجيل القادم
    Üç küçük hamam böceğini yok etmek için çok büyük bir silah kullanıyorsun. Open Subtitles أنت تستخدم مدافع بازوكا لإبادة ثلاثه من الصراصير الصغار
    Bu şeyin hedefi paramız ya da gücümüz değil... yaşamı yoketmek. Open Subtitles هدف هذا الشيء ليس المحاربة على المال أو القوّة لكن لإبادة الحياة
    Sovyet güçlerinin ellerinin altında kısa menzilli taktiksel füzelerine nükleer başlıklar taktıklarını herhangi bir işgalciyi yok etmeye hazır olduklarından habersizlerdi. Open Subtitles فهم لم يكونوا على دراية بأن القوات السوفيتية كانت مجهزة ،بصواريخ تكتيكية قصيرة المدى محملة برؤوس حربية نووية على استعداد لإبادة أي معتدٍ
    Kuzenlerimizin zamansız öIümü, son derece uzun süren acımasız bir soykırımın sonucuydu. Open Subtitles الموت المبكر لأبناء عمومتنا كان نتيجة لإبادة جماعية طويلة ووحشية.
    Böylece, bir gün diğerlerini ortadan kaldıracak kadar güçlenecek. Open Subtitles إلى درجه أنّهم فى يوم ما سَيَكُونونَ أقوياء بما فيه الكفايةَ لإبادة الآخرون
    Radyo istasyonları hamamböceklerini yok etmek için yapılacak son savaştan bahsediyor. Open Subtitles إنّه يخطّط لنحرهم جميعاً تتحدّث محطاته الإذاعيّة عن حرب نهائيّة لإبادة الصراصير
    Dünya filosunun yarısı eski kolonisini yok etmek için Mars'a doğru yola çıkmıştı. Open Subtitles ،نصف أساطيل الأرض اتجهت إلي مريخ لإبادة مستعمرته السابقة
    Geri gelecek olan bu şeyleri yok etmek için yeterli yakıtımız var. Open Subtitles لدينا وقود كافي لإبادة أيّ شيء قد يعود
    Buradaki herkesin ama herkesin hayatını sırf bir adamı yok etmek için tehlikeye atarsan... Open Subtitles إن كُنت ستُخاطر بحياة الجميع هُنا ... الجميع لإبادة شخص واحد فحسب
    Özetlersek, Bayan Barnes, kocanızın kuzeydoğudaki arı popülasyonunu yok etmek için hazırlanan bir komployu ortaya çıkarmak üzere olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles باختصار، سيدة (بارنس) نعتقد أن زوجك كان على وشك كشف مؤامرة لإبادة جماعة سكان نحل الشمال الشرقية
    Bu şeyin hedefi paramız ya da gücümüz değil... yaşamı yoketmek. Open Subtitles هدف هذا الشيء ليس المحاربة على المال أو القوّة لكن لإبادة الحياة
    Askeri güçler direnişçileri yok etmeye çalışıyordu. Open Subtitles وأقيمت مواقع عسكرية لإبادة المقاومة
    Cemaatimde, Kralın en zengin kulu olmakla kalmayıp ayrıca kendini ölümsüzleri yok etmeye adamış bir savaşçı var. Open Subtitles وطنيّتي ليس هي الأمر الوحيد ... الذي يهتم به الملك ... ولكن قائمة الموت مُكرّسة بشكل مُنفرد لإبادة الموتى الأحياء
    Kuzenlerimizin zamansız ölümü, son derece uzun süren acımasız bir soykırımın sonucuydu. Open Subtitles الموت المبكر لأبناء عمومتنا كان نتيجة لإبادة جماعية طويلة ووحشية.
    Tehlikeyi tamamen ortadan kaldıracak bir operasyon hakkında telsizde bir mesaj duyduk. Open Subtitles سمعنا رسالة عبر الراديو بشأن عملية لإبادة التهديد، كلياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more