..etkilemek için almıştım, yani iş ile alakalı bir durum, değil mi? | Open Subtitles | لإبهار زبائن معينين لذا فهذا متعلق بالعمل، صحيح؟ |
Bardaki sarhoş, yaşlı karıyı etkilemek için kendini öldürtecektin. | Open Subtitles | أنت تقتل نفسك لإبهار فتاة غبيّة عجوز في حانةٍ ما. |
Bir keresinde, sonradan 12 yaşında olduğunu öğrendiğim çok uzun birini etkilemek için bir köpeğe Fransız öpücüğü vermiştim. | Open Subtitles | قبّلت باللسان كلباً ذات يوم لإبهار رجل الذي اتضح أنه لم يتجاوز الـ12 عاماً |
Sizce çocukken, bir gün bir avuç solgun eziği etkilemek için bir karaoke makinesine $1,200 ödeminin hayalini mi kuruyordum? | Open Subtitles | تظنون عندما كنت في صغري حلمت بدفع 1200 دولار يوماً في آلة كاريويكي لإبهار دزينة من الفاشلين؟ |
Ve şimdi de işim havalı bir baba olup onun arkadaşlarını etkileyebilmek için havalı bir hobimin olması. | Open Subtitles | و على ما يبدو الآن بأن وظيفتي يجب علي أن أكون أب رائعاً بهواية رائعة لإبهار جميع أصدقائها |
- Siz de avukatı etkileyebilmek için yeni kıyafetler aldınız. | Open Subtitles | إذن اشتريت هذه الملابس الجديدة لإبهار مُحامٍ. |
Sizce çocukken, bir gün bir avuç solgun eziği etkilemek için bir karaoke makinesine $1,200 ödeminin hayalini mi kuruyordum? | Open Subtitles | تظنون عندما كنت في صغري حلمت بدفع 1200 دولار يوماً في آلة كاريويكي لإبهار دزينة من الفاشلين؟ |
Ama her nasılsa yeni sanatçı arkadaşlarını etkilemek için bir ceket almaya vakit bulmuşsun. | Open Subtitles | ورغم ذلك، تمكّنت من توفير وقت لشراء المِعطَف لإبهار صديقتك المُنتِجه |
Düzmece cadılar turistleri etkilemek için böyle seanslar yapar. | Open Subtitles | الدجّالات فقط يقُمن بجلسات الاستحضار لإبهار السائحين. |
Andy'nin sadece CEO'yu etkilemek için bir parti verdiğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن (آندي) أقام حفلة كهذه{\pos(192,210)} لإبهار المدير التنفيذي |
Bu partiyi ailemi etkilemek için mi verdim? | Open Subtitles | هل أقمت الحفلة لإبهار والداي ؟ |
Müşterileri etkilemek için çözümler üretmeyin. | TED | لا تصنع حلاً لإبهار الزبائن. |
Müşterilerini etkilemek için ofise sahte tablo asmasıyla tanınır. | Open Subtitles | (آري) لديه السمعة في تعليق اللوحات المزوّرة في مكتبه لإبهار عملائه |
Neden bunun sadece Robert California'yı etkilemek için olduğunu söylemiyorsun. | Open Subtitles | لماذا لم تقل أن الحفلة لإبهار (روبرت كالفورنيا) ؟ |
-Bu adamı etkilemek için ne yapmak lazım? | Open Subtitles | ليست سيئة - ...مالذي يتطلبه الأمر - لإبهار هذا الشخص ؟ |
-Bu adamı etkilemek için ne yapmak lazım? | Open Subtitles | لإبهار هذا الشخص ؟ |
Bay Quinn'i etkilemek için tek şansımız bu ve şu an tek kurtuluşumuz o. | Open Subtitles | لدينا فرصة واحدة فحسب لإبهار السيد (كوين)، وهو الآن وسيلتنا الوحيدة من هنا |
Spike'ın, Finch'i etkilemek için neden bu kadar motive olduğunu bilmek istedik. | Open Subtitles | حسنًا، أردنا أن نعرف ما دافع (سبايك) لإبهار (فينش) |