"لإبْقاء" - Translation from Arabic to Turkish

    • tutmak
        
    • tutabilmek
        
    • korumak için
        
    • önlemek
        
    • toplamak için
        
    Ama özellikle o bölgeyi küçük ölçekli iş alanları için verimli tutmak istediğinizi söylemiştiniz. Open Subtitles لَكنَّك قُلتَ بأنّك أردتَ لإبْقاء تلك منطقةِ المعيّنةِ خصبةِ لمصالحِ الأعمال الصغيرةِ.
    Arabada alarm da var. Serserileri uzak tutmak için. Open Subtitles عندي نظامِ جرسِ إنذار أيضاً، لإبْقاء البولانديين بعيدا مِنْ سيارتِي.
    Durumu yürüyen penis halinde tutmak için kendimle savaşıyorum sanırım. Bilirim. Open Subtitles أَجِدُ نفسي أُحاربَ بِاستمرار لإبْقاء منزلتِي كديك المشي.
    Ve bir kere insanlar buranın sahiplerinin bir lezbiyen, bir fahişe ve bir evhanımı olduğunu öğrendiklerinde bu 3 işkadını, ellerindeki müşterileri tutabilmek için sadece masaj işine saplanıp kalacaklar. Open Subtitles وعندما كُلّ شخص يَكتشفُ بأنّ مالكيه خندق , عاهرة، و ربّة بيت، تلك سيّداتِ الأعمال الـ3 سَتَلْصقُ إعْطاء التدليكِ والشدّةِ فقط لإبْقاء قائمةِ زبونِهم فوق.
    Ya bu, bu insanları korumak için yapılan ümitsiz bir girişim ise? Open Subtitles ماذا لو أنّ هذا كَانتَ محاولة مستميتة لإبْقاء على هؤلاء الناسِ ؟
    Yağmurun girmesini önlemek için girişini uçurdum. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَنفتح المدخلَ لإبْقاء المطر خارجاً.
    Alcatraz tüm çürük yumurtaları bir sepette toplamak için yapıldı. Open Subtitles القطراز بُنِى لإبْقاء كُلّ البيض الفاســد في سلةِ واحدة.
    En azından, altın için Cui Guodong'u canlı tutmak istiyorum. Open Subtitles على الأقل لأجل ذهب... l خطة لإبْقاء Cui Guodong حيّ
    Enerjimi yüksek tutmak için her zaman cebimde bir tane taşırım. Open Subtitles أنا، أَحْملُهم في جيبِي كُلّ الوقت فقط لإبْقاء طاقةِ upmy.
    Malı elimizde tutmak daha karlı. Open Subtitles هكذا يَكُونُ أفضلَ لإبْقاء بضاعتنا
    Halıyı tutmak istiyorsak tek şansımız bu. Open Subtitles النظرة، إذا نحن محاولةِ wanna لإبْقاء هذا الشيءِ، هو فرصتُنا الوحيدةُ.
    Rüyayı canlı tutmak için. Open Subtitles لإبْقاء الحلمِ حيِّ.
    Doğurmak bir şey ama çocukları yetiştirmek, ve bir aile olarak beraber tutmak bu tamamen farklı bir şey. Open Subtitles وِلادَة شيءُ واحد... لكن رَفْع الأطفالِ، وصَعِب لإبْقاء a عائلة سوية... ذلك شيءُ مختلفُ كليَّاً.
    Canavarları uzak tutmak için eve alarm taktırdım... oysa şu işe bakın ki, gerçek canavar... burnumun dibindeymiş. Open Subtitles وَضعتُ جرسَ إنذار على هذا البيتِ لإبْقاء وحوش خارجاً... عندما بشكل مريع، الوحش الحقيقي... كَانَ أمام وجهي تماماً كامل الوقتِ.
    Gurur yapıyorsun ama eğer hemen piyasadaki yerimizi tekrar kazanmak için birşeyler yapmazsak, işyerini ayakta tutabilmek için, bedava işleri hediye edecek olan sadece sen olacaksın. Open Subtitles عِنْدَكَ فخرُكَ، لكن إذا نحن لا نَعمَلُ شيءُ لإسْتِعْاَدة تسويقِنا، بسرعة، حَسناً، أنت الواحد الذي سَتَعطي وظائفَ الحريّة التامّةِ لإبْقاء العملِ عائماً.
    Kontrolü elinde tutabilmek için. Open Subtitles لإبْقاء السيطرةِ.
    Düşünsene, insanlar gençliklerini korumak için koşuyorlar, ama bu yaşlı görünmelerine sebep oluyor. Open Subtitles رَكضَ الناسُ لإبْقاء شابِهم وهو يَجْعلُهم يَبْدونَ كبير السن.
    Yani Cole hayatını hisse fiyatlarını korumak için mi riske atıyor? Open Subtitles لذا كول يُخاطرُ حياته لإبْقاء حقائبِ السهمِ؟
    Anne-oğul arasındaki benzerliği korumak için senin yanında olacağım. Open Subtitles أنا سَأَعْملُ بِجانبك لإبْقاء التشابهِ بين الأمِّ والإبنِ.
    Arkadaşlar, Amerikanın kimliği haline gelmiş bir şeyi önlemek gibi bir problemimiz olmamalı. Open Subtitles ،لا نريد مشكلة عمل ذلك لإبْقاء نوع الهويةِ الأمريكيةِ.
    Alcatraz tüm çürük yumurtaları bir sepette toplamak için yapıldı. Open Subtitles القطراز بُنِى لإبْقاء كُلّ البيض الفاســد في سلةِ واحدة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more