Ve.. bunu kanıtlamak için bir şansım olmasını isterdim. | Open Subtitles | وأودّ الحصول على فرصة أخرى لإثبات هذا. |
bunu kanıtlamak için hiç şansım yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لديّ أيّة فرصة لإثبات هذا |
bunu kanıtlamak için de Monty'nin hayatını riske atmaya hazır. | Open Subtitles | وينوي المخاطرة بحياة (مونتي) لإثبات هذا. |
Onunla bir şikayetim yok. Sana bunu kanıtlamam gerekmiyor. | Open Subtitles | وليس لدي أي عداوة معه ولا احتاج لإثبات هذا لكِ |
Bu şirket domuz gibi kanımı emiyor, Mac, ve elimde bunu kanıtlayacak belgeler var. | Open Subtitles | هذه الشركة تنزف دماً كثيراً مثل الخنزير المطعون وأنا لديّ دليل ورقي لإثبات هذا |
Ağabeyim, masum. Ve bunu kanıtlayacak bir kanıtımız var gibi. | Open Subtitles | و يبدو أنّه لدينا الدليل لإثبات هذا |
bunu kanıtlamak için takımım canlarını tehlikeye attı. | Open Subtitles | فريقي خاطر بحياته لإثبات هذا |
Ve bunu kanıtlamak için bir delil buldum. | Open Subtitles | ووجدت أدلة لإثبات هذا. |
bunu kanıtlamak için bir şansın var. | Open Subtitles | لديكِ فرصة لإثبات هذا |
bunu kanıtlayacak boynuzlarım var. | Open Subtitles | أعني، لدي قرون حيوانات لإثبات هذا. |