"لإخبارنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemeye
        
    • anlatacak
        
    • anlatmaya
        
    • Konuştuğun için
        
    • söylediğin için
        
    Burun kılları, o kokoşların bize ne yapacağımızı söylemeye hakları yok. Open Subtitles أولئك سنّ شعر عانة فلورسيس ليس له حقّ لإخبارنا ما العمل.
    Bu Garnizon öncü birliği. Bize deliğin yerini söylemeye gelmişler. Open Subtitles إنها طليعة الحامية، جاؤوا لإخبارنا بمكان الثغرة.
    Kale, bizlere önündeki üç aylık müthiş tatilinde ne yapacağını anlatacak kadar ayık kalabilir misin? Open Subtitles إذاً , كيل هل تعتقد أنك تستطيع أن تبقى واعياً بالقدر الكافي لإخبارنا عن خططك بالقدر الكافي لإخبارنا عن خططك
    Bu bize neyi anlatacak? Open Subtitles , uh و، هذا كان يذهب لإخبارنا الذي؟ أنا لا أعرف لحد الآن.
    Bunu anlatmaya mı geldiniz yoksa istediğiniz bir şey mi var? Open Subtitles لذا أنتم حضرتم لهنا لإخبارنا بذلك أم تريدون شئ أخر ؟
    Konuştuğun için teşekkürler. Dürüstlük her zaman en iyi politikadır. Open Subtitles شكرا لإخبارنا الصدق هو أفضل نهج على الدوام
    Harika ha kullandıktan sonra söylediğin için de sağ ol. Open Subtitles رائع, وشكراً لإخبارنا بعدما استخدمته
    Polislerin olan biteni söylemeye geldiği gece kafam iyiydi. Open Subtitles ...كنت أتعاطى المخدرات ليلة مجئ رجال الشرطة لإخبارنا بم حدث
    - Kontrolün hala kendinde olduğunu mu söylemeye çalışıyor? Open Subtitles لإخبارنا أنه لا يزال يمتلك السيطرة؟
    - Bize savcılık iç soruşturması hakkında sizi kimin bilgilendirdiğini söylemeye hazır mısınız? Open Subtitles -وهل أنت مستعدة لإخبارنا بمن أخبرك بشأن تحقيق الشؤون الداخلية؟
    Eğer buraya Galen Barrow ile beraber olduğunuzu söylemeye geldiyseniz, zaten farkındayız. Open Subtitles لكن إن كنت هنا لإخبارنا أنك كنت تمارسين الجنس مع (غالن بارو) فإننا قد استشعرنا ذلك مسبقاً
    Prairie, bize gözlerinin nasıl açıldığını anlatacak mısın? Open Subtitles "بريري"، هل أنت جاهزة لإخبارنا كيف استعدت نظرك؟
    - Sırada bize erkekler ve kadınlar hakkındaki acı gerçeği anlatacak olan Mike Chadway var, millet. Open Subtitles -التالي" ... ." "إنـّه هنا لإخبارنا "الحقيقة القبيحة" بشأن الرجل والمرأة..."
    Bu Dr. Cardell, o da sizlere neden gidiyor olduğumuzu anlatacak. Open Subtitles هذه الدكتورة (كارديل)، وهي هنا لإخبارنا بسبب ذهابنا
    Belki de en sonunda bu suçu neden işlediğini bize anlatmaya hazırsındır? Open Subtitles ربّما تكون مُستعدّاً أخيراً لإخبارنا بما دفعك لتنفيذ جريمتُك المُروّعة؟
    Bize burada olan şey hakkındaki fikrini anlatmaya ikna edebilirsem, belki bunun üstesinden gelebiliriz. Open Subtitles إذا تمكنت من دفعها لإخبارنا بما يجري هنا في إعتقادها، فربما أمكننا إستباق هذه الأحداث.
    Gerçeği anlatmaya hazır mısın? Open Subtitles شكراً هل أنت مستعد لإخبارنا بالحقيقة؟
    Konuştuğun için teşekkürler. Dürüstlük her zaman en iyi politikadır. Open Subtitles شكرا لإخبارنا الصدق هو أفضل نهج على الدوام
    Bize gerçeği söylediğin için teşekkürler hayatım. Open Subtitles شكراً لإخبارنا بالحقيقة يا عزيزتي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more