Açık kaynağın bilgi ve yaratıcılığı yönetmek için olan araçlar ile başarılı olduğunu biliyorduk. | TED | ونحن نعلم أن المصادر المفتوحة نجحت مع أدوات لإدارة المعرفة والإبداع. |
Federal Acil Durum Yönetim Kurumu'nun sebep göstermeden esir kampları inşa etmesi. | Open Subtitles | بناء معسكرات الإعتقال من قبل الوكالة الاتحادية لإدارة الطوارئ بدون هدف معلن |
Ben bu savaşı idare etmeye gelmedim, burayı elden çıkarmaya da gelmedim. | Open Subtitles | لم آتِ إلى هنا لإدارة هذه الحرب ومتأكد أنني لم آتِ لتصفيتها |
...kriz ve hava durumu kolunun başına geçtiğini doğruladı. | Open Subtitles | كالمدير الجديد للأمن القومي، لإدارة الطقس والأزمات |
Orayı yönetecek birisini bile bulamıyorlar. Harvey... | Open Subtitles | أنهم لا يستطيعون العثور على أي شخص لإدارة المكان بعد الآن. |
Tamam, hadi Eagleton yönetiminin sahip olduğu mülklerin listesine bir bakalım. | Open Subtitles | حسنٌ، دعونا نلقِ نظرة على هذه الممتلكات التي تنتمي لإدارة إيغلتون |
Sözlerimi, teknolojinin gezegenimizi yönetme noktasında son derece önemli olduğunu söyleyerek bitirmek istiyorum. Ama daha da önemlisi, onu anlamak ve onu uygulayacak dirayete sahip olmak. | TED | اريد أن أنهي بأن أقول ان هذه التقنية هي في غاية الاهمية لإدارة كوكبنا وحتى الأكثر أهمية الفهم والحكمة لتطبيقها |
Ve kötü insanları yönetmek için bir sürü iş alanı tasarlanmış durumda. | TED | وهناك صناعات بكاملها مصممة لإدارة الأشخاص السيئين في المجتمع. |
Verilerimizi ele geçiriyorlar. Bu da o işten gelir elde edemeyiz veya hayatımızı daha iyi yönetmek için kullanamayız demek. | TED | يستولون على بياناتنا، ويعني ذلك أننا لا نستطيع تحويلها إلى نقود أو استخدامها لإدارة حياتنا إدارةً أفضل. |
Bir şirketi yönetmek için gereken tüm bu beceri kümesine sahip çok az insan var. | TED | هنالك القليل من الناس الذين يمتلكون المجموعة الكاملة من تلك المهارات المطلوب توفرها لإدارة شركة ما. |
Sürecin ilerleyen dönemlerinde, bir medya Yönetim merkezi açtık. | TED | في مكان ما على الطريق فتحنا مركزا لإدارة وسائل الإعلام. |
Yerel Federal Acil Durum Yönetim Kurumu Müdürü silahlı soygunda bıçaklandı. | Open Subtitles | مدير الوكالة الفيدراليّة لإدارة الطوارئ تمّ ذبحه حتى الموت في عمليّة سطو. |
Bir şeyleri idare etmek kas gücünden fazlasını gerektirir. | Open Subtitles | انه لا يستخدم فقط العضلات لإدارة الأشياء |
Kriz zamanında ülkeyi çok etkin bir şekilde idare ettiğiniz için sizi şahsen tebrik etmek isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يريد تهنئتك بنفسه لإدارة البلاد بهذه الكفاءة في وقت الكوارث هذا |
Zirve yönetiminin başına gelmişsiniz diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأنك أصبحت المدير التنفيذي لإدارة القمة |
Sizin bu ekibin başına getirmemin sebebi biliyorum kalbinizin derinliklerinde bu işi doğru yapmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | واخترتك لإدارة الفريق، لأني متأكدة أنّك، وفي أعماق قلبك، تريدين تصحيح الأوضاع |
Bu şirketi yönetecek kadar sert olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | تعتقد أنك قوي بما فيه الكفاية لإدارة هذه الشركة؟ |
Şirketi yönetecek birini bulma konusunda da iyi şanslar. | Open Subtitles | و حظ موفق في إيجاد شخص آخر لإدارة الأعمال |
Özerklik, kendi hayatımızı yönetme isteği. | TED | الاستقلالية، الدافع لإدارة حياتنا بأنفسنا. |
Cennet Tanrı'larının üç krallığı yönetmesi oldukça kutsal bir şeydir. | Open Subtitles | السماء، موقع مقدس للآلهة لإدارة المسائل بين العوالم الثلاثة. |
İşlerimi esrarkeşin yönetmesini isteseydim sokaklarda onlardan çok var. | Open Subtitles | إذا أردت المنافق لإدارة شؤون بلدي هناك العديد من في الشارع. |
Elbette, gerçek şu ki, operasyonları yürütmek için... meyhaneden iyi yer olamaz. | Open Subtitles | بالطبع، الحقيقة هي كقاعدة لإدارة العمليات، لا مكان أفضل من الحانة |
General Flores beni seçim kampanyasının son haftasını yönetmem, son hazırlıkları yapmam için tuttu. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي لإدارة حملته الإنتخابية الدفعة الأخيرة للجميع |
Burayı yönetmemde bana yardımcı olabilirsin bir gün. | Open Subtitles | بوسعك مساعدتي لإدارة هذا المكان ذات يوم |
2012 ve 2014 yılları arasında ABD Personel yönetimi Ofisi'nde önemli veri ihlalleri vardı. | TED | منذ 2012 حتى 2014، تم اختراق بيانات المكتب الأمريكي لإدارة شؤون الموظفين. |