Ama bu, Brendan'ın cinayet ve cinsel istismardan mahkum edilmesi ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılması için yeterliydi. | TED | ومع ذلك كان كافيًا لإدانة بريندان وإرساله إلى السجن مدى الحياة بتهمة القتل والاعتداء الجنسي في عام 2007. |
Artık sen de başka birini kurtarmak için bir masumu ölüme mahkum etmek nedir biliyorsun. | Open Subtitles | الآن، وتعلمون أيضا ما تشعر به لإدانة واحد بريء لإنقاذ آخر. |
Bu duruşma hayatınızı kurtarmaya çalışan tek insanı mahkum etmeye yönelik bir komplodur. | Open Subtitles | هذه المحاكمة هي مؤامرة لإدانة شخص الشخص الذي يريد أن ينقذ حياتكم. |
Drew ya da James'i jüri önüne çıkarıp suçlamak için yeterli kanıtımız yok. | Open Subtitles | لسنا نملك ما يكفي من الأدلة "لإدانة أي من "درو" أو "جيمس |
Drew ya da James'i jüri önüne çıkarıp suçlamak için yeterli kanıtımız yok. | Open Subtitles | لسنا نملك ما يكفي من الأدلة "لإدانة أي من "درو" أو "جيمس |
DNA kanıtı Bob Fassl'ı mahkûm etmek için kullanıldı... tuzaktı. | Open Subtitles | دليل دي إن أي الذي إستعمل... لإدانة بوب فاسل... زرع. |
Henry Dahl'ın Jennie Winter cinayetinden hüküm giymesi için vergi mükelleflerinin 2.4 milyon dolarının harcandığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنّه كلف دافعي الضرائب 2.4 مليون دولار لإدانة (هنري دول) في قضيّة قتل (جيني وينتر)؟ |
Eğer mahkum olsaydım, en kötü ihtimal neydi? | Open Subtitles | إذا تعرضت لإدانة ما أسوأ سيناريو ؟ |
Amcamı mahkum etmek için gerekeni aldın mı? | Open Subtitles | هل حصلتِ على ماتحتاجينه لإدانة عمي؟ |
Ceza Kanunu'na göre "Tek başına itiraf bir şüpheliyi mahkum etmek için yeterli değildir." diyor. | Open Subtitles | الاعترافات وحدها لا تكفي... لإدانة المشتبه. |
Northbrook cinayetleri için birisini mahkum etmenize yönelik yoğun bir baskı vardı, değil mi? | Open Subtitles | أنت كنت تحت ضغط شديد لإدانة شخص ما لقتلى (نورثبروك)، أليس كذلك؟ |
Reyes bütün politikal bahislerini Punisher manyağını mahkum etmek üzerine oynadı. | Open Subtitles | (رايس) خاطرت بكافة طموحتها السياسية لإدانة هذا المعاقب المختل |
Sutherland'ı mahkum edip Shanks'ı ödüllendirecek miyiz? | Open Subtitles | لإدانة (سيذرلاند) و مكافأة (شانكس) ؟ |
Dubin, Haibach'ı suçlamak için elimizde bir şey olmadığını biliyor. | Open Subtitles | إن (دوين) يعلم بإننا لا نمتلك (ما يكفي لإدانة (هايباك |
Ne yazık ki savcılık Claire'i cinayetle suçlamak için yeterli delile sahip olduğumuza karar verdi. | Open Subtitles | لسوء الحظ، قرر المدعي العام أن لدينا ما يكفي من الأدلة لإدانة (كلير) بجريمة القتل |
Northbrook cinayetleri için birisini mahkûm etmenize yönelik yoğun bir baskı vardı değil mi? | Open Subtitles | تشايلدز .. لقد كنت تحت ضغطٍ شديد لإدانة شخص ٍ ما |
Northbrook cinayetleri için birisini mahkûm etmenize yönelik yoğun bir baskı vardı değil mi? | Open Subtitles | تشايلدز .. لقد كنت تحت ضغط شديد لإدانة شخص ٍ ما |
Henry Dahl'ın Jennie Winter cinayetinden hüküm giymesi için vergi mükelleflerinin 2.4 milyon dolarının harcandığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنّه كلف دافعي الضرائب 2.4 مليون دولار لإدانة (هنري دول) في قضيّة قتل (جيني وينتر)؟ |