Onun da malzemeyi ülkeye sokmak için bir yola ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | كان هُو بحاجة لطريقة لإدخال المنتج إلى البلد. |
Meksika kokain merkezidir. Uyuşturucuyu ülkeye gizlice sokmak için arkeolojik bir nakliyattan daha iyi ne var ki? | Open Subtitles | ما هي أفضل طريقة لإدخال المُخدّرات إلى البلاد غير داخل شُحنة أثريّة؟ |
O yüzden vücuda sokmak için bir yol bulmam gerekti. | Open Subtitles | لذا، عليّ إيجاد طريقة أخرى لإدخال الكحول في جسمي |
Balon katater yerleştirmek için bebeğinizi | Open Subtitles | شق بطن طفلكِ لإدخال قسطرة كالبالون |
Bu adamlarımdan birini yerleştirmek için bir fırsat John, Bu; | Open Subtitles | جون), هناك نافذة لإدخال أحد رجالنا) في العملية الأمريكية |
Midesine yemek sokmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | علينا إيجاد طريقة لإدخال بعض الطعام إلى جسدها |
Atış hesabı topu deliğe sokmak için ne kadar vuruş yapılması gerektiğidir. | Open Subtitles | عدد التسديدات هو كم يتطلب منكِ لإدخال الكرة في الحفرة |
İşte istediğin bu, beni havaya sokmak. | Open Subtitles | -لا لستُ كذلك هذا ما تريده لإدخال في هذه المنطقة الملعونة |
İşte istediğin bu, beni havaya sokmak. | Open Subtitles | -لا لستُ كذلك هذا ما تريده لإدخال في هذه المنطقة الملعونة |
Polisleri içeri sokmak için bir plan düşündüm. | Open Subtitles | كنت أفكّر بخطّةٍ لإدخال أفراد الشُرطة. |
- Yemek kutusunu da kuklayı içeri sokmak ve Christian Dahl'ı çıkarmak için kullandı. | Open Subtitles | -وثمّ إستخدم صندوق المطعم لإدخال الدمية على متن الطائرة وإخراج (كريستان دول) |
Vampirler buraya giremiyor. Damon, tabutu buraya sokmak için birkaç Lockwood bahçıvanını etki altına almak zorunda kalmış. | Open Subtitles | ليس مُخوّلٌ الدخولَ لمصّاصين الدماء، (دايمُن) اِستحوز بستانيي (لاكوود) لإدخال التابوت لهنا. |
Ufak virüsler yerleştirmek için kütüphanedeki kitapları kullanmış. | Open Subtitles | لقد إستعمل كتب المكتبة لإدخال برامج مصغّرة... -فيروسات حقيقية . |
O yüzden kimse fark etmeden parayı ülkeye sokmanın bir yolunu bulması lazımdı. | Open Subtitles | لذا، توجب عليه أن يجد طريقة لإدخال المال إلى البلاد دون أن يعلم أي أحد بشأن هذا |
Buradakiler içeriye bir şeyler sokmanın çokça yolunu biliyor. | Open Subtitles | لدى الناس هنا طرق كثيرة لإدخال التراهات |