Teyzem Marie ona sadece bir hafta bakacak ama hala dırdır ediyor. | Open Subtitles | أمي تعيش معي طوال السنة. عمتي يجب أن تعتني بها لإسبوع واحد |
Fakat müdür bir hafta gözetim altında tutulmanıza karar verdi. | Open Subtitles | لكن الإدارة قررت معاقبتكم بالبقاء لسّاعات إضافية لإسبوع واحد بعد الدوام. |
Durum o kadar sınırda ki, Bir haftalığına dâhi kapatmayı göze alamam. | Open Subtitles | وهو عبئ كبير فوق كاهلي يمنعني من الإغلاق ولو لإسبوع واحد فقط |
- Dinle Chuck. Yılın en büyük oyunu bu gece. Bu hayranlar bir haftadır kampta. | Open Subtitles | أكبر لعبة في العام سوف تصدر اليوم و هؤلاء هم محبي اللعبه و لقد كانوا يخيمون في الخارج لإسبوع كامل |
Untmayın, erzak bir haftalık. | Open Subtitles | تذكّر، مجموعة من الغذاء التي يجب أن تكفينا لإسبوع |
Sana bu sektörle ilgili bir haber vereyim eğer her vaka seni bu kadar etkilerse bir haftaya kalmadan işin biter. | Open Subtitles | هنا الأخبارُ مِنْ هذا القطاعِ: إذا ضْربُتك كُلّ قضية بهذه الشدّة، أنت لَنْ تَدُومَ لإسبوع |
bir hafta boyunca Andre Agassi'nin çiftlerdeki partneriydim. | Open Subtitles | أنا كنت شريك بالضعف مع أندريه أجاسي لإسبوع كامل |
Güney Philadelphia'nın sevgili çocuğu Vince Papale... en azından bir hafta daha takımda kalacak. | Open Subtitles | ما زالنا مع الفريق لإسبوع واحد اكثر ، على الأقل إبن جنوب فيلي المفضل فينس بابالي |
Ama makaleniz sınırdaysa, uzun bir hafta sizi bekliyordur. | Open Subtitles | إذا كانت مقالتك مهزوزة أنت في الدّاخل لإسبوع طويل |
bir hafta boyunca Andre Agassi'nin çiftlerdeki partneriydim. | Open Subtitles | أنا كنت شريك بالضعف مع أندريه أجاسي لإسبوع كامل |
Önce ses dövmesi yapıp... bir hafta bekliyoruz. | Open Subtitles | الآن، أول مانعمله هو الوشم السمعي وننتظر لإسبوع |
Aslında Poise seni Bir haftalığına tutuyor. | Open Subtitles | في الحقيقة الإتّزان تستأجرك لإسبوع |
Bir haftalığına Hong Kong'da olacağınızı sanıyordum. - Evet, gittim de tahmin ettiğimden daha iyi geçti, bu yüzden erken döndüm. | Open Subtitles | -ظننت أنك ستذهبين إلى (هونج كونج) لإسبوع |
Bir haftalığına reklamları durdurmalıyız. | Open Subtitles | علينا توقيف الإعلانات لإسبوع |
Bir haftadır eski deyişleri bulmaktan başka bir şey yapmıyoruz. | Open Subtitles | لم نفعل شيئًا سوى مراجعة كتب المعرفة لإسبوع, حسنًا؟ |
Yaklaşık bir haftadır kayıp. Babası, Tito'yla savaşmış. | Open Subtitles | متغيب لإسبوع تقريباً الأب قاتل مع تيتو |
Untmayın, erzak bir haftalık. | Open Subtitles | تذكّر، مجموعة من الغذاء التي يجب أن تكفينا لإسبوع |
Daha önce duyduğun üzerinde tam bir haftalık yiyecek olan bir rafı devirmesiydi ki bunun için üzgün, doğru mu? | Open Subtitles | فما قد سمعتيه قبل قليل، كان صوت تحطيمه رفاً مليء بطعام يكفينا لإسبوع وهو نادم عليه، ألست كذلك؟ |
Bir iki haftaya döneriz herhalde. | Open Subtitles | نحن على الأرجح لن نعود لإسبوع أو اسبوعين |
Goldfinger onu haftada bir gün temizlikçilere götürüyor. | Open Subtitles | جولدفينجر ، يفرغ جيوبه كل يوم لإسبوع |
-İşsizliğe dayanamam. kafayı yemeden bir haftadan fazla tatile bile dayanamam. | Open Subtitles | لا يمكن أن أكون عاطلة. لا أستطيع حتى أخذ إجازة لإسبوع بدون أن أشعر بالفزع |