Artık yıkılıyor, ve federallerde tamir için para vermeyecek, bu yüzden kapaklar açık. | Open Subtitles | بدأ يتفكك و المحققون الفيدراليون لن يعطونا المنحة لإصلاحه لذك قاموا بفتح المنسكب |
Kusura bakmayın çok sıcak, klima da bozuk. Yazın tamir etmeleri haftalar sürüyor. | Open Subtitles | معذرة، الجو حـار والتكييف معطـَّل، وفي الصيف يستغرقون أسابيعاً لإصلاحه. |
Gelecekte çok kötü bir şey oldu ve düzeltmek için yardımına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | شيء سيء جداً حدث في المستقبل ونحن بحاجة لكي لإصلاحه |
Durum... berbat ve düzeltmenin vakti geldi. | Open Subtitles | الوضع بأكمله ... إنه مزري، وحان الوقت لإصلاحه. لا أحد قد شعر أبداً |
Tamiri sana 1100 Pound'a mal oldu. | Open Subtitles | و قد كلفكم 200 أو 300 لإصلاحه لقد قُلت لك |
Tink, sonunda Düzeltecek bir şey bulmuşsun. | Open Subtitles | حسنٌ يا (تينك) ، ها قد ودتِ شيء لإصلاحه. |
Lütfen, yalnızca Onarmak için ne yapabileceğimi öğrenmem gerek. | Open Subtitles | أرجوكم، أود فقط أن أعرف مالذي كان يُمكنني أن أفعله لإصلاحه |
Çok büyük bir hata yaptım. Ve düzeltebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد ارتكبت خطأ هائلاً ولا يمكنني فعل شيء لإصلاحه |
- Napoli'ye yürümem mi gerekiyor? tamir etmesi dört beş saati bulur. | Open Subtitles | سيستغرق الأمر أربع أو خمس ساعاتٍ لإصلاحه. |
Yıllar önce yandı. Kimsenin tamir edecek parası yoktu. | Open Subtitles | لقد إحترق من عدة سنوات ولم يوجد مال لإصلاحه. |
Yıllar önce yandı. Kimsenin tamir edecek parası yoktu. | Open Subtitles | لقد إحترق من عدة سنوات ولم يوجد مال لإصلاحه. |
Bir kişi yalnız gelip tamir edecek ve gidecek. | Open Subtitles | ليحضر شخصاً واحد فقط لإصلاحه .. ثم يغادر |
Hayır. Teli kesersek, bir saat sonra tamir ederler. | Open Subtitles | لا,لا,لا لاسيكونون هنا خلال ساعة لإصلاحه |
Yani düzeltmek için ne yapman gerektiğini bul. | Open Subtitles | ..لذا أياً كان ما تحتاج لإصلاحه احسب كل شيء |
Ve bunu düzeltmek için yapabileceğin şeyler olduğunu bilerek bir saniye daha fazla yaşamak zorunda olursan bu öfkenin seni içten içe yakacağından korkuyorsun. | Open Subtitles | وتخشى أن يقوم هذا الغضب بتدميركَ لو تحتم عليكَ العيش للحظة واحدة وأنتَ تعلم أنّه بإمكانكَ فعل شيء لإصلاحه. |
Aslında evet ama düzeltmek için çok geç değil. | Open Subtitles | فالحقيقة, نعم ولكن ليس الوقت متأخراً لإصلاحه |
Bunu düzeltmenin tek yolu sana kimin yardım ettiğini söylemen. | Open Subtitles | -الطريقة الوحيدة لإصلاحه هي أن تخبرني من ساعدك |
- Tamiri saatler alır. | Open Subtitles | إذن؟ سيأخذ الأمر ساعات لإصلاحه |
Düzeltecek bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لإصلاحه |
Onarmak için gemiye dönmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أعود لسفينتي لإصلاحه |
~ Eğrilmen gerek düzeltebilmek için. ~ | Open Subtitles | يجب أن نعمل بطرق ملتوية لإصلاحه |
Kablolamasını baştan yapabilirim ama bu sadece kötü adamları biz gittikten sonra onaracak birini bulana kadar yavaşlatır. | Open Subtitles | أنا يمكن تركيب شبكة كهرباء جديدة عليه، ولكن هذا يؤدي إلى إبطاء فقط الأشرار حتى العثور على شخص لإصلاحه بعد أن ولت. |