Ama ben şimdi herbirimiz onun için hayatımızı... vermeye gönüllü olduğumuzu biliyorum. | Open Subtitles | وانا اعرف ان اي واحد منا هنا مستعد لإعطاء حياته له |
İkincisi, seni kilit altına alabilirim... ve sen işareti vermeye hazır olana kadar bekleyebilirim. | Open Subtitles | و ثانيا, يمكنني حبسك ببساطة و الانتظار حتى تكون مستعدا لإعطاء الإشارة |
Küçüklere 2. sınıf bakım vermenin cezası ne? | Open Subtitles | منذ كم من السنوات حصلت لك هذه الحالة ذلك لإعطاء الرعاية من المعدل الثاني للقاصرين؟ |
Bilirsin, tavsiye veren birisi değilimdir ama şunu söyleyebilirim: | Open Subtitles | تعرف، لست واحد لإعطاء النصيحة، لكني يمكن أن أخبرك هذا |
Donald Trump'a 75 sent vermek için boktan bir otobüsle buraya geliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد جئت الى هنا على حافلة سيئة لإعطاء دونالد ترامب 75 سنت |
Evet Shilo, Bayan King'e maçtan önce bir röportaj vermeni istiyorum. | Open Subtitles | كنت أحتاج لإعطاء ملكة جمال الملك هنا مقابلة قبل المباراة. |
Sonra konuşuruz. Gidip ders vermem gerekiyor. | Open Subtitles | سأكلمك لاحقاً علي الذهاب لإعطاء بعض الدروس |
Clean Start sosyal bir girişim ve kadınlara ve küçük kızlara ikinci bir şans vermeyi amaçlıyor. | TED | وهذه المؤسسة هي مؤسسة اجتماعية والتي تسعى لإعطاء هؤلاء النساء والفتيات فرصة ثانية. |
Ama gitmek istiyorum. İsa'ya yara bandı ve terlik vereceğim. | Open Subtitles | ولكني أود الذهاب لإعطاء جيسس بعض لصقات الجروح والنعال |
Bu haberi verebilmek için 300 km yol gitmek zorundasın. | Open Subtitles | سيكون لديك للسفر 300 كيلومترا لإعطاء هذا الخبر. |
Buraya, suç ortağına talimat vermeye mi geldin? | Open Subtitles | نزلت هنا لإعطاء هذه الأوامر إلى متواطئك؟ |
Biz zevk vermeye daha gönüllüyüz biz daha az benciliz. | Open Subtitles | نحن مستعدون لإعطاء السعادة. نحن لا نملك أنانية. |
Bakanım, Krallığı Lu Düküne ve Kong Qiu'ya vermeye gerçekten gönüllü müsünüz? | Open Subtitles | أنت وزراء هل أنت راغب جداً لإعطاء المملكة عد إلى دوق لو وكونغ تشيو |
Selam, Rossi. Profili vermeye hazırlanıyoruz ve senden yapmanı istediğim bir şey var. | Open Subtitles | نستعد لإعطاء تصورّنا عن القاتل لكن أريدكِ أن تقومي بأمر |
Birine sorun vermeye hazır mısın? | Open Subtitles | . إذاً أأنت مُستعدة لإعطاء إضطراب لشخص ما ؟ |
Kan basıncı düşüyor. Trombolitik ilaç vermenin zamanı olabilir. | Open Subtitles | إن ضغط دمها ينخفض لذا ربما يكون الوقت قد حان لإعطاء حالات الخثرة |
Evet, bu da dünyaya ücretsiz haber vermenin bedeli işte. | Open Subtitles | هذا السعر الذي تدفعه لإعطاء العالم الأخبار مجاناً |
Sevdiklerimiz için güvenli bir dünya inşaa etmek zorunda olduğumuz için yapıyoruz ve elbette bir insana mutlu ve sağlıklı bir hayat vermenin mutluluğu için. | Open Subtitles | نفعلها لأننا مضطرون لبناء عالم آمن لكل من نُحبهم وبسبب السعادة التي سنشعر بها لإعطاء حياة أخرى صحية. |
Galeri açılışların ya da şehir merkezindeki yoksul gençlere papyon veren bir yardım toplama partin yok mu? | Open Subtitles | أليس لديك إفتتاح معرض أو جمع تبرعات لإعطاء ربطات عنق لشباب أحياء المدينة الفقيرة؟ |
Tek bir nedenle sıkı bir kural yaptım, kendime izin vermek için, kendimi tüm işkolik suçlu hissetme duygusundan kurtarmak için. | TED | جعلتها قاعدة ثابتة لسبب واحد، لإعطاء الإذن لنفسي، لتحريري من ذنبي كوني مدمنة على العمل. |
Ginny, Marty'e evi gezdirir misin acaba? | Open Subtitles | جيني، هل واتتك الفرصة لإعطاء مارتي الجولة الكبري للمنزل؟ |
Ne dediğinizi anlıyorum ama size bu bilgiyi vermem kurallara aykırı. | Open Subtitles | . .. أفهم ما تقولين لكن هذا ضد التعليمات لإعطاء تلك المعلومات |
Tanrının dehası ve sınırsız bilgeliği ayrıcalıklı olmayan ayak tabakasına bazen bir umut kırıntısı vermeyi sever. | Open Subtitles | أحيانا الله، في حكمته اللانهائية، الأشباه لإعطاء شظية الأمل إلى المظلوم والبائس |
Ben de sana sahip olduğum her şeyi vereceğim. | Open Subtitles | وأنه نذري المقدس لإعطاء كلّ شيء لك. |
Hem cenneti hem de onlara hayatlarını geri verebilmek için bir yol bulun yoksa diğerleri de ölecek buna Nina ve Cameron dahil. | Open Subtitles | قم بإيجاد طريقه لإعطاء جماعتي الجنه والحياه او سيموت الباقون بالاضافة الى نينا وكاميرون |
Ciğerlerinize dinlenme şansı vermemiz gerek. | Open Subtitles | سيدي ، نحتاج لإعطاء رئتيك استراحة ، اتفقنا ؟ |
Hem güzel koku verecek hem de eldiveni rahat giymenizi sağlayacak. | Open Subtitles | لإعطاء رائحة زكية و تسهيل دخول الأصابع بالقفازات أو الجوارب بالأحذية. |