"لإعطائك" - Translation from Arabic to Turkish

    • vermek
        
    • vermeye
        
    • verdiğim için
        
    • vermem için
        
    • verecek
        
    • vereceğim
        
    Sana istediğin herşeyi,ihtiyacın olan herşeyi vermek için hazırlıklıyız. Open Subtitles نحن نستعدّ لإعطائك أيّ شئ تريد، كلّ شيء تحتاج
    Hanare sana birşey vermek için bekledi. Buraya geliş nedenin. Open Subtitles هناريح إنتظرت لإعطائك شيء الذي جئت من أجله
    Sana kötü haber vermeye dayanamazdım. Open Subtitles أنا لا أستطيع أن أحمل لإعطائك القطعة الأخرى للأخبار السيئة.
    29'unun sabahında 08:00'da rapor vermeye hazır olacağız efendim. Open Subtitles سنكون جاهزون لإعطائك الخطة في الساعة الثامنة من صباح التاسع والعشرون يا سيدي
    İnanın bana, burada işimiz bitince size bu cevapları verdiğim için bana teşekkür edeceksiniz. Open Subtitles بيليف ني، عندما نحن نعمل هنا، أنت ستشكرني لإعطائك الأجوبة.
    Biriminizin yönetici kadrosu boşaldığı zaman işi sana vermem için beni ikna ettin. Open Subtitles عندما تولد الفراغ على قمة شعبتك، أنت أغويتني لإعطائك هذا المنصب.
    Sana üçüncü şansı verecek kimse kalmadı. Open Subtitles ليس هناك أحد في الوطن على استعداد لإعطائك فرصة تالثة
    Bu hediyenin ilk kısmı. Sana sonra bir şey daha vereceğim. Open Subtitles هذا الجزء الأول فقط من هديتك لدي شيء آخر لإعطائك إياه لاحقا
    Bazen ikinci bir şans vermek için torbayı yırtarlarmış. Open Subtitles أحيانا الكيس يزال عن رأسك في اللحظة الأخيرة لإعطائك فرصة أخيرة
    Sadece bakım paketini vermek için geldim. Open Subtitles أنا هنا لإعطائك حُزمة الرعاية خاصتك فحسب
    Yakındaki mezuniyetini bildiren bir mektup gönderiyorsun, insanlar kendilerini sana... - ...para vermek zorunda mı hissediyorlar? Open Subtitles تُوزّع إشعارات عن تخرّجك الوشيك فيشعر الناس بالتزام لإعطائك المال؟
    Onca yolu, mektubu sana vermek için geldiğini söyledi. Open Subtitles قال أنه جاء كل تلك المسافة لإعطائك تلك الرسالة
    Özür dilerim, sana bu bilgiyi vermek için programlanmadım. Open Subtitles أنا آسفة ، لست مبرمجة لإعطائك مثل هذة المعلومات
    Sana istediğini vermeye hazırım, iki katı ödeyeceğim, buna ne dersin? Open Subtitles أنا مستعدّة لإعطائك أيّ شئ سأضاعف راتبك، ماذا عن ذلك؟
    Galerinin açılış töreni için davetiye vermeye gelmiştim. Open Subtitles جئت لإعطائك دعوة لحضور حفل إفتتاحية المعرض
    Sana gayet cömert bir maaş, hisse senedi opsiyonu ve şirket jetine giriş izini vermeye hazırım. Open Subtitles أنا مستعد لإعطائك راتب مغر جدا استثمارات بالبورصة, إذن باستخدام الطائرة الخاصة بالشركة
    Söylemek istediğim, çalışmasa dahi, sana vermeye hazırlandığım para ile, bir takım kurup bunu sadece bir koddan daha fazlası yapabiliriz. Open Subtitles أنا فقط أقول، حتى لو لم يفعل ذلك، أنا على استعداد لإعطائك المال ، يمكننا توظيف فريق وجعل هذا أكثر من مجرد كود.
    Ama sana normal bir hayat verdiğim için bana teşekkür etmelisin. Open Subtitles ولكن يجب أن تشكريني لإعطائك حياة طبيعية.
    Sana uyku ilacı verdiğim için özür dilerim, Kedi. Open Subtitles أنا آسف لإعطائك تلك الجرعة المنومة , يا قط
    Sana ipucu vermem için üzerine işemem lazım. Open Subtitles يجب أن اتبوّل عليك لإعطائك الفكرة
    Sana içeriden bilgi vermem için beni kandırdın ve Marcus'a kirli olduğunu bilmediği parayı vererek bana şantaj yaptın. Open Subtitles بل قمت بخداعي للحصول على تلك المعلومة ومن ثمّ قمت بابتزازي وذلك لإعطائك (ماركس) نقوداً يجهل مصدرها الحقيقي ..
    Size verecek bir cevabım yok. Sorularınızı doktor yanıtlayacaktır. Open Subtitles لا يُوجد لدي إجابة، الطبيب مُضطر لإعطائك هذا.
    Bak, sana bu anlaşmada önemli bir pay vereceğim. Open Subtitles إسمع، أنا مستعدة لإعطائك جزء من هذه الصفق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more