Vurulmak üzere olan bendim. İşi yapılması gereken bir adamım. | Open Subtitles | أنا الوحيد الذي سيُقتل وأنا الوحيد الذي يريد لإنجاز العمل |
Şimdi, işi halletmek için bana yirmi litre dizel biraz da yüksek oktanlı benzin lazım. | Open Subtitles | الآن، لإنجاز العمل أحتاج خمسة غالونات من الوقود وبعض غازولين الأوكتان العالي |
Ay bitmeden bu işi... bitirebileceğinize inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أعتمد عليكما لإنجاز العمل قبل نهاية الشّهر |
Neden işi onlara yaptırıp beladan kurtulmuyorsun? | Open Subtitles | لم لا تكلفهم لإنجاز العمل عنك سينقذك ذلك من المشكلة؟ |
Bir çok sefer bu işi kendim yapmayı denedim. | Open Subtitles | كانت هناك العديد من الأوقات أغريت فيها لإنجاز العمل نفسي |
Ve bu işi yapması için görevlendirdikleri adam kongre üyesi Billy Tauzin'di. | Open Subtitles | الرجل الذي عينوه لإنجاز العمل "كان عضو الكونجرس "بيلي توزين |
Bilirsin bazen sadece işi halledebilmek için bir şeyler söylersin "senin için en iyisi bu, her şey yoluna girecek" gibi. | Open Subtitles | تعرفِ, في بعض الأحيان تقولي بعض الأشياء لإنجاز العمل فقط, تعرفِ, مثل "سيحدث لكِ" "الأمور سوف تتحسن" |