Eğer buraya teker teker ve silahsız olarak gelirseniz, ...hepinizi zincire vuracağım ve adil bir mahkeme için İngiltere'ye götüreceğim. | Open Subtitles | إذا سلمتم أنفسكم فردا فردا متخلين عن أسلحتكم فقط سأضعكم في السجن وآخذكم معي لإنجلترا وستواجهون محاكمة عادلة |
Eminim buradan hiçbir zenci İngiltere'ye gitmedi daha önce. | Open Subtitles | متأكد أن لم يذهب آي زنجي من هنا لإنجلترا من قبل |
İngiltere'ye dönün ve onlara İskoçya'nın kızlarının ve erkeklerinin artık size ait olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | ارجعوا لإنجلترا وأخبروهم هناك أخبروهم أن بنات وأبناء أسكوتلند هم لها لا أكثر |
Zaten teslim etmişti O İngiltere için şafakta yola çıkacak. | Open Subtitles | انه بالفعل وقع على الاستسلام وابحر في الفجر لإنجلترا |
İngiltere için... hukuk alanında böyle yetkin bir zekâyı yitirmek... | Open Subtitles | لإنجلترا أن تفقد عبقريا قانونيا مثله |
Sadece 1942'de, İngiltere ve Sovyetler Birliğine yardım taşıyan 1000'den fazla gemiyi U-Botlar batırdı. | Open Subtitles | في عام 1942 فقط، قامت الغواصات بإغراق أكثر من ألف سفينة متجهة لإنجلترا و الإتحاد السوفييتي |
bu İngiltere'nin ittifaklarını Roma'nın kontrolü yerine kendi kontrolü altına alması için gerekliydi. | TED | وكان من الضروري لإنجلترا أن تجلب شؤونها تحت سيطرتها الخاصة بدلاً من روما. |
İngiltere'nin Kralı Henry öldüğünde, evinde 18.000 tane vardı. Ama bu İngiltere'nin tüm varlığı idi. | TED | حين توفي هنري ملك إنجلترا، كان لديه 18,000 شيئا في بيته. لكن ذلك كان الثروة الكاملة لإنجلترا. |
Bayım, bu aykırılığı durdurmazsanız ben ve eşim İngiltere'ye döneceğiz. | Open Subtitles | ، سيدي ، لو لم توقف هذه المخالفة سنعود أنا و زوجتي لإنجلترا |
- Size Kral'ın İngiltere'ye dönüşünü nereden ve ne zaman yapacağını söylemeye geliyor. | Open Subtitles | هو قدم لإخبارك أين ومتى الملك يخطط للمدينة عندما عاد لإنجلترا |
60'lı yıllarda İngiltere'ye çalışan bir ajandı ve Çin'e ve Fransa'ya. | Open Subtitles | كان جاسوساً لإنجلترا في الستينات والصين وفرنسا |
İngiltere'ye dönemezsin. O ajanı öldürdükten sonra olmaz. | Open Subtitles | لا تستطيع العوده لإنجلترا بعد قتلك لجاسوسهم |
İngiltere'ye döndüğümüzde tüm paranızı, iki katını öderim. | Open Subtitles | كل ما دفعته، عندما نعود لإنجلترا سأعطيك الضعف |
İngiltere'ye dönüş için birinci sınıf uçak bileti- | Open Subtitles | تذكرة على طائرة من الدرجة الأولى لإنجلترا |
Karşılığında, Fransa'nın ve Katolik Kilisesi'nin sanık düşmanı Gideon Blackburn'ün İngiltere'ye geri dönmesine izin verecek. | Open Subtitles | في المقابل ستسمح لجيديون بلاكبيرن العدو المشتبه للكنيسة الكاثوليكية وفرنسا بالعودة لإنجلترا |
İngiltere için ne kadar acıklı bir gün, asiller kraliçelerinin önünde ayağa kalkmıyorlar. | Open Subtitles | هو يوم حزين لإنجلترا عندما نوبلز لم تُرتفعْ لملكتِهم. وأشدُّ حزناً حتى عندما تلك الملكةِ نفسهاِ... |
Bir defasında bana İngiltere için ne dilersem onu destekleyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلتَ لي ذات مره أنكَ ستدعم أى قرار أقوم به بالنسبة "لإنجلترا" |
İngiltere ve Batı için o kaynakları güvene almazsak, yakında, çok yakında bir musluğun çevrilmesiyle Batı endüstrisini kapatabilecekler ve savunmasız kalan bizleri sürüleriyle ezip geçecekler. | Open Subtitles | إن لم نقم بتأمين هذا المخزون لإنجلترا وأن يمتلك الغرب قريباً قريباً سدادة هذه الصنبور سيقومون بـ |