Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmazsam kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | لن أستطيع مسامحة نفسي إذا لم أفعل أي شي أقدر عليه لإنقاذها |
Adrenalin vererek zehirlenmeyi yavaşlatabilirim fakat onu kurtarmak için panzehir hazırlamak gerek. | Open Subtitles | الآن، استطيع إبطاء تأثير السم بالادرينالين ،لكن لإنقاذها ،فسوفَ أحتاج إلى ترياق |
Onu kurtarmak için kalbini verirsen burada kalman gerektiğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعرفون أنّك إذا منحتَ قلبك لإنقاذها سيتحتّم عليك البقاء هنا |
Eğer yaptığın işi çok uzun süre yaparsan, geriye kurtaracak bir ruhun kalmaz. | Open Subtitles | إذا فعلت ما أفعله لفترة طويلة... ... و لن تتبقى أى روح لإنقاذها... |
Eğer annem zengin veya politikacı olsaydı Onu kurtarmanın bir yolunu bulurlardı. | Open Subtitles | لو كانت أمي ثرية أو من السياسيين كانوا سيعثرون على طريقة لإنقاذها. |
Onu kurtarma şansım vardı ama onun yerine adayı seçtim. | Open Subtitles | و كان ذلك ذنبي كانت لدي فرصةٌ لإنقاذها لكنّني فضّلتُ الجزيرةَ عليها |
kurtarmak için her şeyimizi vermişken, tüm bunları çöpe atamazsın. | Open Subtitles | لايُمكنُكِ بأن تضيعي ذلك سدى بعدما .منحناها كلّ شيء لإنقاذها |
Sana şu kadarını söyleyeyim, onu kurtarmak için geçmişe gidemiyorsam eğer... bu pislikte para çalmak için geçmişe gidemeyecek. | Open Subtitles | سأخبرك بشيء ، لو لم أستطع العودة لإنقاذها لن يرجع ذلك الحقير ليسرق النقود |
Çünkü artık onu kurtarmak için sana herşeyi yaptırabileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | لأني الآن قادرٌ على جعلك تفعل أيّ شيء لإنقاذها |
Bir takım oluşturup onu kurtarmak için bir plan yapmalısın. | Open Subtitles | وعليكِ تشكيلُ فريق والخروج بخطّةٍ لإنقاذها |
Bacağını kurtarmak için vaktim azalıyor. | Open Subtitles | وسيكون لديّ وقت أقلّ لإنقاذها أنهي المكالمة |
Onu kurtarmak için hala zamanın var. - Ama hemen gitmen lazım. - Bekle. | Open Subtitles | ما زالَ أمامكَ وقتٌ لإنقاذها لكن عليكَ الذهابُ الآن |
Hayatını kurtarmak için canımı verebilsem verirdim, biliyorsun. | Open Subtitles | وإذا كان بوسعي أن أعطي حياتي لإنقاذها سأفعل |
TARDIS kontrol odasını mühürledi ve onu kurtarmak için bir zaman döngüsüne koydu. | Open Subtitles | غرفة التحكم ثم وضعتها في حلقة زمانية لإنقاذها انها في قلب |
Bunu düşünmek için önümde yıllar vardı. Onu kurtaracak bir yol bulmam için onca yıl vardı. | Open Subtitles | شخصيتي المستقبلية كان لديه سنوات ليفكر في ذلك ليفكر في طريقة لإنقاذها |
Sanırım Onu kurtarmanın bir yolu var. Eğer biz-- Biz mi? | Open Subtitles | أظن أن هناك طريقة لإنقاذها ..إذا أمكننا الوصول إلى |
Kurban sihiri olup olmadığını bilmiyorum. Onu kurtarma şansımın olup olmadığını bilmiyorum.. | Open Subtitles | لا أدري إن قتله سحر التضحية، أم محاولتي لإنقاذها. |
Onu korumak için elimden gelen her şeyi yapmalıyım. | Open Subtitles | إنها أمي يجب أن أفعل كل شيء أستطيعه لإنقاذها |
Bir kahraman gibi, büyük seksi, onu kurtarmaya gelmiş bir Amerikalı kahraman gibi gözükmek istiyorum. | Open Subtitles | بطل كبير مثير جنسياً قادم من أميريكا لإنقاذها |
Yoksa, eğer Lana kendini savunmayı öğrenirse artık onu kurtarması için beyaz atlı prense ihtiyacı olmayacak diye mi korkuyorsun? | Open Subtitles | أم يقلقك أنه إذا تعلمت لانا الدفاع عن نفسها فلن تحتاج إلى فارس يهب لإنقاذها |
Karım ölüyor ve benim onu kurtarmam için helikoptere ihtiyacım var. | Open Subtitles | زوجتي تموت، وأنا احتاج مروحيتك لإنقاذها |
Frenchie bacağını Kurtarmamız imkansız. | Open Subtitles | اسمع يا فرانسيس لا يوجد مجال لإنقاذها |
Hastayı kurtarmamızın tek bir yolu var. Kalbini söküp çıkarmak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لإنقاذها هي إنتزاع قلبها |