"لإيواء" - Translation from Arabic to Turkish

    • için
        
    Bu tarz büyük sayıda gözaltılar için yeterli tesisimiz yok. Open Subtitles ليس لدينا مرافق لإيواء أعداد كبيرة هذه الأنواع من المعتقلين.
    İnşa etme konusunda mimarlar için ve toplum için meydan okumanın boyutu bu insanları ev sahibi yapacak bir çözümün bulunmasıdır. TED حجم التحدي للمهندسين المعماريين وللمجتمع مع البناء هو إيجاد حلاً لإيواء هؤلاء الناس.
    Gençliğimde, rüyamda kutsal sandık için muazzam, ...bir tapınak yapacağımı görmüştüm ama, ...büyük günah işledim ve tanrının evini, ...yapma görevimi yerine getirmedim. Open Subtitles فى شبابى ، كنت قد حلمت اننى قمت ببناء معبد قوى لإيواء تابوت العهد و لكنى أخطأت كثيراً
    Bir atı taşımak için 5000 dolar, ve içinde yemek bile yok. Open Subtitles خمسة آلاف دولار لإيواء جواد ولا يشمل حتى القوت أنا مشمئز
    Bütün büyük çiftlikler, hasat zamanı... işçiler için kamp kuruyor. Open Subtitles كما تبين كل المزارع الكبيرة تعد مخيمات لإيواء العمال خلال الحصاد
    Sizin gibi güzel bir çift gelmiş, çocuk için bir yuva istemez misin? - Çocuk yapın. Open Subtitles أنتم كالأزواج و تبحثون عن مكان لإيواء الأطفال ؟
    Bir kız çocuğu kaybediyorsun ve gelip benden yüz tanesine bakmak için bağış istiyorsun. Open Subtitles لقد خسرت إبنة و لجأت إلي للسعي وراء مال لإيواء مائة
    Misafirlerimiz için evinizi tutabilir miyiz? Open Subtitles فهل يمكننا استئجار منزلكما لإيواء العدد الفائض؟
    Kalacak yeri olmayan mültecilere yer bulmak için para toplayan, iyileşmiş bir radikal İslamcı. Open Subtitles تائب من التطرف الإسلامي الذي يجمع المال لإيواء اللاجئين.
    Evde bir kıyı taypanı beslemek için gerekli malzemeyi satın aldığınız evcil hayvan dükkanı faturalarını bulduk. Open Subtitles لقد وجدنا إيصالات متجر للحيوانات الاليفة التي تظهر لك عند شراء الإمدادات اللازمة لإيواء واطعام ثعبان التبيان الساحلي
    Çiftlik birkaç kızılderiliden çekinen... korkaklar için inşa edilmedi. Open Subtitles المزرعة ليست لإيواء الجبناء الخائفين من بضعة هنود.
    Göçmenlerin bu mahallelere geldikleri zaman, bir garaja gayri resmi bir ekonomik birim eklediklerinde, veya genişleyen aileleri için ek bir bölüm ilave ettiklerinde, arsaların ve gayrimenkullerin tek yönlülüğünü ekonomik ve sosyal olarak daha karmaşık bir sisteme doğru nasıl değiştirdiklerinden bahsediyorum. TED إنني أشير إلى كيف أن المهاجرين، عندما يأتون إلى هذه الأحياء، يبدؤوا بتغير البضائع والممتلكات أحادية البعد إلى أنظمة اجتماعية و اقتصادية أكثر تعقيدا، بينما يبدؤون بإدخال اقتصاد غير رسمي إلى مرآب، أو بينما يبنون شقة إضافية بشكل غير قانوني لإيواء عائلة كبيرة.
    Kızın için güvenli bir yer bulmam gerekiyordu! Open Subtitles كنت مضطّرة لإيجاد منزل آمن لإيواء إبنتك
    Eskiden insanların barınması için kullanılan bir bina artık kendi başlarına zapt edemeyecekleri kadar çok şeye sahip olan, bu yüzden bir mağazaya ihtiyaç duyanlara satış yapan bir yer olacak. Open Subtitles مخزن الحاويات! مبنى كله أن تستخدم لإيواء البشر الآن سوف تكون مكرسة ل بيع الأشياء للناس
    Bu bilim kurgu değildir. Bir şeylerin ... ... sosyal algı yapılmasında, ... ... kırsal alanlardaki insanların evlerinde daha kolay ... ... erişebilmesi için birleştirebiliriz, örneğin, kronik hastalık. TED لذلك هذا ليس بالخيال العلمي. يمكننا الجمع بين الأشياء حتى من الناحية الاجتماعية لجعل المناطق الريفية متاحة للنّاس -- لإيواء المرضى المزمنين، على سبيل المثال.
    Annem şehir dışında akrabalarla kalıyor, ama benim kalmak için buralarda bir yer bulmaya ihtiyacım var. Open Subtitles {\pos(192,220)}أمّي مستقرّة مع العائلة في (نيو جيرسي) {\pos(192,220)}لكن عليّ إيجاد مكان لإيواء نفسي
    Bütün çalışanlar, hırsızı koruduğu için üç ay eksik maaş alacaklar unutmayın bunu! Open Subtitles لإيواء اللصّة، كلّ العمّال سيكون لديّهم... خصم في أجورهم للشهور الثلاثة المقبلة!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more