"لابد وأنهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmalılar
        
    Meraktan ölmüş olmalılar Open Subtitles سوف أقوم بإعادتك إلى والديك لابد وأنهم قلقين جداً
    arkadaşım olduğunuzu biliyorlardı... bu yüzden sizi bir çeşit zihin kalkanına hapsetmiş olmalılar. Open Subtitles ولذلك لابد وأنهم قد أحاطوا عقليكما بدرع من نوع ما
    İlk yerleşimciler geldiğinde gördükleri karşısında hayrete düşmüş olmalılar. Open Subtitles عندما وصل المستوطنون الأوائل، لابد وأنهم أذهلوا بما رأوه.
    Ben öğretmedim. Müzik sınıfında öğrenmiş olmalılar. Open Subtitles لم أعلمهم إياها، لابد وأنهم تعلمونها في درس الموسيقى
    Hastalığı aynı yerden kapmış olmalılar. - Bunu yapmasından nefret ediyorum. Open Subtitles لذلك لابد وأنهم تعرضا له في مرحلة ما أنا أكره عندما يفعل ذلك
    Karadan gitmişler. Hâlâ hayattalar. Tozu almış olmalılar. Open Subtitles لقد ذهبوا بطريق البر مايزالون على قيد الحياة، لابد وأنهم استخدموا البودرة
    Vay canına, eğer sen soloyu kapamamışsan, çok iyi olmalılar. Open Subtitles ان لم تحصل على أغنية منفردة اذاً لابد وأنهم بارعين حقاً
    Yuva gibi bir şeye çarpmış olmalılar, böylece gafil avlanmışlardır. Open Subtitles أجل، لابد وأنهم تعثروا في عش أو ما شابه، وصعقتهم المفاجأة
    Başka bir isim kullanıyor olabilirler. Bu çiftliğe geçen yıl gelmiş olmalılar. Open Subtitles قد يكون لديهم لقب آخر، لابد وأنهم جائوا إلى المزرعة خلال الأعوام الماضية.
    Çok iyi inşaatçı olmalılar. Taşları çok yükseğe dizmişler. Open Subtitles لابد وأنهم كانوا بنائون عظماء من يمكنهم رص الأحجرة عالياً هكذا.
    Tüpleri istasyonda arabadan çıkarmış olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم فرغوا حمولة الخزانات في المحطة.
    Sizi reddetmiş olmalılar ki sebebini kesinlikle anlıyorum. Open Subtitles لابد وأنهم تبرّئوا منك، والذي أتفهمه تمامًا.
    Bizi oradan götürmeye hazırlanıyorlardı ama dışarıda bir şey görmüş olmalılar, aralarında tartışmaya başlayarak Open Subtitles لقد كانوا يستعدون لنقلنا, ولكن لابد وأنهم رأوكم في الخارج, لأنهم بدأوا في الجدال فيما بينهم
    Hepsi benim hatam. Beni takip etmiş olmalılar. Open Subtitles إنها غلطتي، لابد وأنهم كانوا يراقبوني
    Bizi geçip gitmiş olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم فقدوا أثرنا في الخلف
    Bizi geçip gitmiş olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم فقدوا أثرنا في الخلف
    Burada olmalıydı. Kahrolası şeyi taşımış olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم تحركوا بهذا الشيء اللعين
    Nehrin barakalar tarafında çalışıyor olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم كانوا يعملون في النهر
    Yemeğe gitmiş olmalılar. Open Subtitles لابد وأنهم ذهبوا لتناول الطعام
    Burası bir infaz evi gibi. Bir görev planlıyor olmalılar. Open Subtitles ،هذه دار للقتل لابد وأنهم يخططون لمهمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more