| Haber verdiğin için sağ ol, Phil. Beni zahmetten kurtardır. | Open Subtitles | شـكرا فيل لاخباري ، وفرت علي الطريق |
| Haber verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | حسنا، شكرا لاخباري بهذا. |
| - Haber verdiğiniz için siz de sağ olun. | Open Subtitles | أيضا ,شكرا لاخباري بذلك |
| Darnell'e doğruyu söylemenin iyi bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لاخباري دارنيل بالحقيقة لقد علمت بانها الشيء الصحيح لفعله |
| Eğer tereddütlerin varsa şimdi söylemenin tam sırası. | Open Subtitles | انظري ، اذا كنتِ تشعرين بالتردد عندها فإن هذا هو الوقت الملائم لاخباري |
| - Ne yani, sen ve kardeşim orda oturup mumları üflememi izlediniz ve bana söylemenin bir yolunu bulamadınız, öyle mi? | Open Subtitles | تتابعوني اطفئ الشموع ؟ ولم تجدي طريقة لاخباري بهذا ؟ |
| Bana gerçekleri söylediğin için sağ ol. Beni listenden silebilirsin. | Open Subtitles | شكراً لك لاخباري بالحقيقة، تستطيع شطبي من قائمتك |
| söylediğin için teşekkürler, Şahin Yuvası. | Open Subtitles | شكرا لاخباري يا عش النسر |
| Haber verdiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أجل, أعني شكراً لاخباري بذلك |
| - Haber verdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا لاخباري بذلك |
| Eğer ortada bilmem gerek bir şey varsa şu an söylemenin tam zamanı Stamm. | Open Subtitles | ينبغيأنأعلمإذا كان هنالكأيَّ شيء... ستام) الآن هو الوقت المناسب لاخباري) |
| Bana gerçeği söylediğin için sağ ol. | Open Subtitles | شكراً لك لاخباري بالحقيقة |
| Um, söylediğin için sağol. | Open Subtitles | - جيد شكرا لاخباري. |