İşte bu bizim bu evrimi keşfetmek için farklı platformlar geliştirebileceğimiz anlamına geliyor. | TED | مما يعنى أن بإمكاننا البدأ بتجهيز بنى أساسية مختلفة لاستكشاف هذا التطور. |
Ve o zamandan beri bu tip yerleri keşfetmek için gerekli aletleri geliştirmekteyim. | TED | ومنذ ذاك قمنا بتطوير العديد من أجيال الأدوات لاستكشاف مثل هذه المناطق. |
Tüm ihtimalleri keşfetmek için yeni bir metoda ihtiyaç duyan biri için ordalar. | TED | يحتاج المرء لطريقة جديدة لاستكشاف جميع الإمكانيات الموجودة. |
Macera ve keşfe, ön kapımdan sadece birkaç dakika alan bütün bu farklı yerleri keşfetmeye âşık oldum. | TED | وقعت في حب المغامرة والاستكشاف الذهاب لاستكشاف كل هذه الاماكن المختلفة التي تكون على مسافة قريبة من منزلي. |
Bu örnekte, yakın bir şehirden iki genç bir mağara keşfetmeye karar vermişler. | Open Subtitles | في هذه الحالة المحددة , واثنين من الفتيان من قررت مدينة قريبة لاستكشاف كهف. |
Hayatın sonsuz olasılıklarını keşfetmekte özgürdüm. | TED | كنت حرة لاستكشاف إمكانيات الحياة بلا حدود. |
Bekle, buraya dinamitlerin nasıl tutulacağını göstermeye geldim bir hayalet gemiyi araştırmaya değil. | Open Subtitles | انتظر، انتظر. أتيت هنا لأخبرك كيف تتعامل مع الديناميت. لا لاستكشاف سفينة مسكونة. |
Bilimadamları, UKAları okyanusları keşfetmek için kullanır. | TED | وقام العلماء باستخدامها لاستكشاف المحيطات |
Yıllar boyunca, gördüm ki animasyonlar sadece bir fikri anlatmakta değil aynı zamanda bir hipotezi keşfetmek için de gerçekten faydalı. | TED | عبر أعوام، وجدت أن الرسوم المتحركة ليست مفيدة فقط في توصيل فكرة، لكنها حقًا مفيدةً أيضًا لاستكشاف فرضيةً. |
Bununla birlikte, şimdi size yabancı dünyaları keşfetmek için Mars'a gitmemize gerek olmadığını göstereceğim. | TED | ومع ذلك، سأريكم أننا لسنا بحاجة إلى الذهاب إلى المريخ لاستكشاف العوالم الغريبة. |
Gücünüz, cesaretiniz, sertliğiniz: Bunları tanımlayabilir ve kalbimizi keşfetmek için kullanabilir miyiz? | TED | قوتكم، شجاعتكم، وقسوتكم: هل يمكننا إعادة تعريف ماذا تعني هذه الصفات واستخدامها لاستكشاف قلوبنا؟ |
Roman, karakterlerin milletlerinin siyasi kargaşasının yanı sıra, uygun olmadıkları bir dünyada faaliyet gösterme mücadelelerini keşfetmek için geçmişe gidiyor. | TED | تغزو الرواية الماضي لاستكشاف صراعات الشخصيات للعمل في عالم لا يناسبهم تمامًا، إلى جانب الاضطرابات السياسية في بلدهم. |
Keşiflerimizi yaratmak amacıyla bir Hollywood film yapımındaki üç boyutlu medyayı keşfetmek için Paramount Pictures ile ortak olduk. | TED | لخلق ما قمنا بإكتشافه، اتحدنا مع شركة باراماونت بيكتشرز لاستكشاف الوسائل الغامرة لإنتاج أفلام هوليوود، |
Yeni şeyleri keşfetmeye açık olmalıyız bence. | Open Subtitles | أظن أن علينا أن نكون منفتحين لاستكشاف أشياء جديدة |
Sadece mümkün olan şeyi değil, aynı zamanda görünürde imkansız olan şeyi de denemeye ve bilgi ve anlayışın sınırlarını keşfetmeye hazır olmalıyız. | TED | علينا أن نكون مستعدين لاستكشاف آفاق جديدة من المعرفة والفهم ومحاولة القيام بما هو ليس ممكنًا فقط ولكن أيضًا ما يبدو مستحيلًا. |
Dolayısıyla, sizleri fırsatları keşfetmeye davet ediyorum. | TED | لذلك أنا أدعوكم لاستكشاف الفرص. |
Birisi köye doğru liderlik ediyor, diğeri Dünya'yı keşfe çıkıyor. | Open Subtitles | واحد سوف يؤدي إلى قرية و وغيرها من الذهاب لاستكشاف العالم. |
Birisi köye doğru liderlik ediyor, diğeri Dünya'yı keşfe çıkıyor. | Open Subtitles | واحد سوف يؤدي إلى قرية و وغيرها من الذهاب لاستكشاف العالم. |
Kainatı keşfetmekte ve önemli sorular sormakta özgürüm. | Open Subtitles | حر لاستكشاف الكون .. وطرح الأسئلة الكبيرة |
Tehlikeleri, korkunç olanı araştırmaya saplanmış gibiler, şekilsizlik olsun, aşınmaya uğramak olsun, vücudun parçalanması olsun, hepsi ilgi çekiyor. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، هناك هذا الخوف من تخويف لها. هناك رغبة شبه استحواذي لاستكشاف ما هو خطير، مخيف، |
Ulusal Bilim Vakfı'na, Kuzey Kutbu'ndaki yavaş hareket eden manyetik monopollerin keşfedilmesi için yaptığım ödenek teklifini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر طلب المنحة الذي قدمته لمؤسسة العِلم الوطنية؟ لاستكشاف الأقطاب الأحادية بطيئة الحركة |
Bu karşıtlığı incelemek için, ben sabit dururken hareket edip Tom'a lazer tutarsam ne olacak inceleyelim. | TED | لاستكشاف هذا التناقض، لنشاهد ماذا يحصل إذا بدأت بالتحرك بينما أقف وأسلط الليزر على توم. |