Biraz eğlenmek için, ölüme yaklaşmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | حسنا, لاشيء مثل تجربة الإقتراب من الموت, يمكنه أن ينشطك |
Polislerin yaratıcılığını geliştirmekte ekonomik kriz gibisi yoktur. to sharpen the creativity. | Open Subtitles | نعم ، لاشيء مثل أزمة إقتصادية لتحرك الإبتكار |
Biraz uğraş gibisi yoktur. Dağınıklığın kusuruna bakma. | Open Subtitles | لاشيء مثل التعافي بشكل تدريجي آسفة على الفوضى |
Heyecan için hazırlıksızca birini kaçırmak gibisi yoktur ve bum, Cairo, New York'tayız. | Open Subtitles | لاشيء مثل الإختطاف بعفوية لتحقيق الرغبة لقد غادرنا لـ كايرو، نيويورك |
- Sonu baş ağrısıyla biten bir gece tiyatrosu gibisi yoktur. | Open Subtitles | لاشيء مثل ليلة في المسرح تنتهي بـ صداع |
Güzel bir arabayı kullanmak gibisi yoktur. | Open Subtitles | لاشيء مثل قيادة سياره حاره |