Siz 24 çocuk dövüş sanatındaki yeteneklerinizi göstermek... üzere buradasınız. | Open Subtitles | الاولاد الـ 24 كانوا هنا لاظهار مهاراتك في فنون القتال |
Onu aşağıladığını göstermek için salonun en zavallı avaresini seçti. | Open Subtitles | لاظهار إحتقارها المطلق لجاك إختارت أكثر الصعاليك بؤساً في قاعة الرقص |
Görülüyordu ki, Balaam adındaki bir adam götünden konuşuyordu, ve Randy Milly'e bunu göstermek için sabırsızdı. | Open Subtitles | على ما يبدو , بعض الرجل يدعى بلعام كان الحمار الحديث , وراندي لا يمكن أن تنتظر لاظهار ميلي له. |
Belki de sempati gösterme ya da kabullenme için oluşan bir sosyal davranıştır. | TED | قد تكون آلية اجتماعية لاثارة العواطف أو لاظهار الإذعان. |
Evet, artık eğittiğimiz Korkunç Terörlerin yapacaklarını gösterme zamanı. | Open Subtitles | حسنا، الوقت لاظهار ما قمنا به بتدريب الاهوال رهيب |
Düzeni sağlayabileceğimizi göstermemiz gerekiyor ve şimdi göstermemiz lazım. | Open Subtitles | نحتاج لاظهار القدرة علي حفظ النظام , نحتاج لفعلها الان |
İfadesinin yalan olduğunu göstermemiz lazım. | Open Subtitles | نحن بحاجة لاظهار بان شهادتها كذب. |
Mekanik icatlarımı Oogway ve Shifu'ya göstermek için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | لقد كان أمراً مثيراً لاظهار هذه التحسينات الميكانيكية لـ أوجواى و شيفو |
Ne yaptığımızı göstermek için senin, benim ve bir mahkumun fotoğrafı lazım ama. | Open Subtitles | ولكني سوف تحتاج إلى صورة لك، لي، وسجين لاظهار ما نقوم به. |
Bu yeteneklerinizi göstermek için büyük bir fırsat. | Open Subtitles | هناك إنها فرصة عظيمة بالنسبة لك لاظهار الاشياء الخاصة بك. |
Yanlarında olduğumu göstermek için tutuklanmam gerekiyorsa tutuklayın o zaman. | Open Subtitles | وإذا قفل لي حتى هو ما يتطلبه الامر لاظهار ان أنا الى جانبهم، فلا مانع من ذلك. |
Yaşlı adamın göstermek için hala bir şeyi var misali. | Open Subtitles | شيء لاظهار له، الرجل العجوز لا يزال لديه ذلك. |
Evet, teknik olarak biliyorum, ama burada desteğini göstermek için bulunuyorsun. | Open Subtitles | نعم، من الناحية التقنية ولكن انت هنا لاظهار دعمك |
Benim amacım, bu sessiz insanların sesi olmak, büyük bir oyunun perde arkasındaki saklı ışığı, medya ve küresel çekişmenin elçilerinin göz ardı ettiği küçük dünyaları göstermek. | TED | هدفي ان اعطي صوتا للناس الصامتين, لاظهار الاضواء الخفية خلف ستارة اللعبة الكبيرة العوالم الصغيرة التي يتجاهلها الاعلم ورسل الصراع العالمي |
Burada sırf Christian Bale'nin nabzını göstermek için "Batman Başlıyor"dan kısa bir kesit aldım. | TED | لذلك أخذت مقطع قصير من فلم "الرجل الوطواط يبدأ" فقط لاظهار نبض كريستيان بايل |
Başarısını kutlamak için, üç arkadaşıyla bir uçak kiralayıp yeni yeteneklerini göstermek istemiş. | Open Subtitles | للاحتفال له إنجازا جديدا , تولى ثلاثة من أصدقائه حتى في الطائرات المستأجرة لاظهار مهارته المكتسبة حديثا . |
Evet, doğru. Full üçlümü gösterme zamanı. | Open Subtitles | أوه، نعم، وهذا هو الحق، انها الوقت لاظهار بيتي الكامل. |
Bu akşamki son uyarlamamızda Simpson ailesi nihayet yeteneklerinin sınırlarını gösterme şansını yakalıyor. | Open Subtitles | في آخر حلقة منفردة الليلة، أخيراً واتت عائلة (سمبسن) الفرصة لاظهار مواهبهم بشكل كامل. |
Eğer kefaletle serbest bırakılırsa, yargıca, Peter'ın hayatının güvenli ve düzenli olacağını ve evinde istendiğini göstermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | - نحن بحاجة لاظهار للقاضي- بأن ( بيتر) لديه حالة معيشة آمنه ومستقرة إذا خرج بالكفالة، وبأنّه سيكون مرحّب به بالبيت |