Ama onu tutuklamaya yeterli değil çünkü mazeretini destekliyorsunuz. | Open Subtitles | لكن هذا لا يكفي لاعتقالها لا يكفي طالما تؤيدان حجة غيابها |
Birkaç dakika önce buraya kendisini tutuklamaya geldim. | Open Subtitles | جئت قبل دقائق لاعتقالها |
Güzel. Bulundurma ve dağıtmayı amaçlama suçundan tutuklamak için tam zamanında gelmişiz. | Open Subtitles | -جيد , فى الوقت المناسب لاعتقالها بالحيازه مع النية فى التوزيع . |
Bana baldızını tutuklamak için yeterli kanıt var demiştin. | Open Subtitles | قلت لي - كان لديك ما يكفي من الأدلة لاعتقالها. |