Beyinsiz birinin nasıl polis olduğunu anlamadım ama eğer beni tutuklamaya gelmediysen diğerleriyle birlikte buradan siktirip gidebilirsin. | Open Subtitles | لا أعرف كيف يمكن لشخص معاق أن يحصل على شارة شرطة و لكن إن لم تكوني قد أتيت لاعتقالي فيمكنك أن تخرجي من هنا |
Muhtemelen şu an beni tutuklamaya geliyorlar. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم في طريقهم لاعتقالي |
Yine mi beni tutuklamaya geldin? | Open Subtitles | هل أنت هنا لاعتقالي مرة أخرى؟ |
Çünkü ikimizde biliyoruz ki beni tutuklamak için hiçbir kanıtınız yok. | Open Subtitles | لأننا على حد سواء نعرف أنه لا يوجد سبب لاعتقالي |
Aslına bakarsanız beni tutuklamak için bile elinizde yeterince kanıt yok. | Open Subtitles | في الحقيقة , لا تملك أدلة كافية لاعتقالي |
- tutuklamaya mı geldin yine? | Open Subtitles | أأنت هنا لاعتقالي ثانيةً؟ {\pos(192,230)} |
Beni tutuklamaya mı geldiniz, memur bey? | Open Subtitles | -أأتيتَ لاعتقالي يا حضرةَ الضابط؟ |
Ona rağmen bugün beni tutuklamaya beş adam gönderdin. | Open Subtitles | "مع ذلك أرسلتِ خمس رجال لاعتقالي اليوم" |
Beni tutuklamak için sabırsızlanıyorlardı. | Open Subtitles | انهم لا يستطيعون الانتظار لاعتقالي |
Yakında beni tutuklamak için burada olacaklar. | Open Subtitles | سوف يكونون هنا قريباً لاعتقالي |
Sen de beni tutuklamak için gelmedin. | Open Subtitles | أنت أيضا لست هنا لاعتقالي |
- Beni tutuklamak için buradasınız. | Open Subtitles | انتم هنا لاعتقالي |