Hans Zarkov. Gezegenimiz Dünyayı kurtarmak için bu ikisini kaçırdım. | Open Subtitles | اسمى هانز زاكروف انا عالم لقد اختطفتهم لانقاذ كوكبنا الارض |
Madronas mümkün olduğunca çok hayatı kurtarmak için elinizdeki en iyi şansınız. | Open Subtitles | مادروناس هو أفضل طريق لك لانقاذ حياة أكبر قدر ممكن من الحياة. |
Asıl önemli olanı kurtarmak için kalbimi yerinden sökecek kadar güçlü olmalıyım. | Open Subtitles | لانقاذ ما هو أهم . . يجب أن أكون قوياً بما يكفي |
Beyhude bir denemeyle onun hayatını kurtarmaya çalışacaksan sonuçlarıyla da yüzleşmelisin. | Open Subtitles | لقد اتيت الى هنا في محاولة لانقاذ حياتها سوف تواجه النتائج |
Fakat tabi ki, bence dünyayı kurtarmanın sırrı, merhametin sırrı, aslında daha eğlenceli olmasıdır. | TED | ماهي الفضيلة ؟ ولكن بالطبع, اعتقد ان الحل لانقاذ العالم, الطريق للتعاطف هو أنه أكثر متعة |
Çin'e Hong Kong'a geldik ama sen hala Dünya'yı kurtarma peşindesin. | Open Subtitles | نحن هنا ، الصين ، وهونغ كونغ, وانت لا تزال تسعى لانقاذ العالم. |
Seni pusuya düşürmek. Çünkü çocukları kurtarmak için her şeyi yapacağını biliyorlar. | Open Subtitles | يغروك بالدخول الى كمين لانهم يعلمون أنك ستفعل أي شيئ لانقاذ الأطفال |
Onu kurtarmak için senden daha farklı bir şey beklerdim. | Open Subtitles | هل يمكن على الأقل الخروج مع أفضل خط لانقاذ حياتها. |
Aslında eski ortağım. Gezegeni kurtarmak için gelecekten geldi. Tanrım, anlatma. | Open Subtitles | فى الحقيقة , أنه شريكى القديم سافرت عبر الزمن لانقاذ الكوكب |
Malaya, bu hastanın hayatını kurtarmak için yapmamız gereken en önemli şey nedir? | Open Subtitles | مالايا , ماهو الشيئ الوحيد المهم الذي يمكننا فعله لانقاذ حياة هذا المريض |
O aktör sen olursan Kuzey Kutbu'nu kurtarmak için Kuzey Kutbu'nu kullanabiliriz. | Open Subtitles | اذا كان ذلك الممثل انت يمكننا استخدام القطب الشمالي لانقاذ القطب الشمالي |
Ingot şirketini kurtarmak için herşeyi yapar. Toplu katliam bile. | Open Subtitles | انها مستعدة لفعل أي شيء لانقاذ شركتها حتى القتل الجماعي. |
Hey, hey. Burda kelleni, omuzlarını, dizlerini, ayak parmaklarını kurtarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مهلا، مهلا، أنا في محاولة لانقاذ رأسك، الكتفين والركبتين وأصابع القدمين. |
Bay Tura, hayatınızı kurtarmaya çalıştığım için affedin beni. | Open Subtitles | أرجوك يا سيد تورا , سامحني على محاولتي لانقاذ حياتك |
Sanırım artık Dünya'yı kurtarmaya boş vermeliyim. | Open Subtitles | اعتقد انني سوف اتخلى عن محاولة لانقاذ العالم |
Ormanlarımızı, bir düşünceyi ya da herhangi bir şeyi kurtarmanın bir tek yolu vardır. | Open Subtitles | هناك وسيلة وحيدة لانقاذ غابة أو فكرة أو أي شيء ذو قيمة. |
İnsanlığı kurtarmanın başka yolu yok mu? | Open Subtitles | ألا توجد طريقة أخرى لانقاذ الجنس البشري؟ |
Şimdi, yine evreni kurtarma zamanı, değil mi? | Open Subtitles | اذاً هل حان الوقت لانقاذ الكون مرة أخرى؟ |
Yani anlayacağınız, maalesef... polis kuvvetlerimizin üyelerinden hiçbiri... kuyuya girip çocuğu kurtaracak kadar çıtı pıtı değil. | Open Subtitles | لذا وللأسف لا يوجد من بين قوات الشرطة خاصتنا، من هو رشيق بما يكفي لانقاذ الولد. |
Yarım bile olsa, Akamaru'yu kurtarabilmek için bir ihtimal var, yapabiliriz! | Open Subtitles | رغم ذلك، فلدينا نصف الفرصة لانقاذ أكامارو يعتمد الأمر على هذا الدواء |
Oğullarımı korumak için onlarla olan bağımı feda etmem de garip bir rastlantı. | Open Subtitles | و السخرية من التضحية بعلاقتي مع أبنائي لانقاذ الآخرين لم أنسى هذا بعد |
Soruyorum sana şimdi Victor Fries birinin hayatını kurtarmama yardım eder misin? | Open Subtitles | (لذلك أطلب منك يا (فيكتور فريز ساعدني لانقاذ حياة أخرى |
Ve bazen de bir kadının kesinlikle bir erkeği kurtarması gerekir. | Open Subtitles | وأحيانا، وهي امرأة مطلقة ديه لانقاذ رجل. |
Siz Jedi'lara ve cumhuriyete, hayatlarımızı kurtardığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكرا لك , ايها الجاداي وللجمهورية لانقاذ ارواحنا |
Hayatımı kurtardığın için teşekkürler. Şimdi gidin de kendinizi kurtarın. | Open Subtitles | شكراً على انقاذ حياتي اذهبا الآن لانقاذ حياتكما |
Burada durmanız için bir neden yok. Gidin, 13. Teyze'yi kurtarın. | Open Subtitles | انتم الاثنان لا تبقو هنا اذهبو لانقاذ العمة |
- Küçük romantizm konusunda size biraz yardım edeceğim ve herhalde, küçük bir ormanı kurtaracağım. | Open Subtitles | ساقوم ببعض المساعدة لهذه الرومانسية الناشئة وكذلك هي محاولة لانقاذ غابة صغيرة |
Bu ne anlama geliyor şimdi? Peeta 45 dakika önce buraya gelip hayatını kurtarmam için yalvarıyor, sense daha yeni geliyorsun. | Open Subtitles | ما القول ان بيتا كان هنا منذ 45 دقيقه يتوسل لانقاذ حياتك |
Başkan misyonerlerin kurtarılması konusundaki çabalara tam destek vereceğini ancak fidye ödenmeyeceğini belirtti. | Open Subtitles | تعهد الرئيس بتقديم الدعم الكامل من المجهود لانقاذ الدعاة مع أنه لن تدفع أي فدية |