Bil diye söylüyorum, bunu sormana hiç gerek yok. | Open Subtitles | للملاحظه,هذا السؤال لايجب ان تسأليه ابدا. |
Bu kadar şaşırmaya gerek yok. O kadar da kötü değil, değil mi? | Open Subtitles | لايجب ان تكون متفاجئاً لهذه الدرجه انا لست بهذا السوء, صحيح؟ |
İstemezsen beni öpmek zorunda değilsin, ama ben seni öpmek istiyorum. | Open Subtitles | لايجب ان تقبلينى فى المقابل لست مجبرة على ذلك لكن أنا أريد أن أقبلك |
Bunu yapmak zorunda değilsin, o kadar önemli değildi. | Open Subtitles | لايجب ان تفعل ذلك لم يكن شئ مهم |
Bunun yapılması gerekiyor ama acımasız bir şekilde olmak zorunda değil. | Open Subtitles | هذا يجب ان يحدث لكن لايجب ان يكون قاسياً |
Sadece diyorum ki, şimdi olduğumuz kişiler olmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | انا فقط اقصد لايجب ان نكون من نحن عليه الأن |
Hayır, sırtımın ağrıdığını bilmesine gerek yok diyorum. | Open Subtitles | بينما انا واضح بااني لست مستعد لذلك؟ لا انا اعني ،انه لايجب ان يعلم انني اذيت ظهري |
Farkında olmama gerek yok, değil mi? | Open Subtitles | معرضة للخطر لا تخطر على بالك هذا لايجب ان يحدث لى اليس كذلك؟ |
Baba, benim yanımda komik olmana gerek yok. | Open Subtitles | ابي انت لايجب ان تكون من النوع المضحك معي |
Onun hakkında endişelenmemize gerek yok. | Open Subtitles | اعتقد اننا لايجب ان نقلق كثيرا |
Daha fazla söyleme. Hiçbirşey için kaygılanmana gerek yok. | Open Subtitles | لاتقل شيئا آخر لايجب ان تقلق على شئ |
Seni rezil etmemi kastediyorsan endişelenmene gerek yok. | Open Subtitles | , تعني الا احرجك .لانك لايجب ان تقلق |
Ailelerine söylememiş bile. - Başka bir şey söylemek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لم يخبروا آبائهم حتى أسمع لايجب ان تقول |
O yüzden söylemek zorunda değilsin. Yani gerek yok. | Open Subtitles | لذلك لايجب ان تقول هذا اعني انه لايجب |
Bunları yapmak zorunda değilsin, Jenny. | Open Subtitles | لايجب ان تفعلي مثل تلك الأمور ياجيني |
Gördün mü? Artık Miami'den ayrılmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | ارايت الان انت لايجب ان ترحل عن المدينه |
Sorun yok. Annem öğrenmek zorunda değil. İyi olacağım. | Open Subtitles | لا عليكم لايجب ان تعرف أمي سأكون بخير |
Bekle, böyle olmak zorunda değil. | Open Subtitles | انتظر .. لايجب ان يكون الامر هكذا |
Kimse ölmek zorunda değil. Fiilen değil. | Open Subtitles | لايجب ان يموت احد, فى الحقيقة |
Rebecca. Bu konuda konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | انظري ريبيكا لايجب ان نتكلم بهذا الموضوع الان |
Hayır, hayır, hayır. Kimseyi aramak zorunda değiliz. | Open Subtitles | كلا كلا كلا لايجب ان تتصل بأحد |