"لاينبغي" - Translation from Arabic to Turkish

    • değilsin
        
    • gereken
        
    • gerektiğini
        
    Bir şey söylemek zorunda değilsin. Senin suçun değil. Open Subtitles لاينبغي عليك أن تقول شيئاً فإنها ليس خطئك
    Açıkçası, sana bir şey söylememeliyim. Yakın ailesinden değilsin. Open Subtitles بصراحه ، لاينبغي علي أن أخبرك بأي شيء لستِ من العائله مباشرة
    Herzaman böyle kaba olmak zorunda değilsin. Open Subtitles لاينبغي عليكَ التصرف بحماقة. بلى سأتصرف.
    Sen hafife alınmaması gereken birisin. Open Subtitles حسنا ، انا ارى انك رجل لاينبغي اخذك على نحو بسيط
    Bunu görmemen gereken şeyleri gördüğün için söyleyeceğim. Open Subtitles أقول لك فقط لأنك رأيت اشياء لاينبغي لك رايتها
    Onları böyle güneşte tutmaması gerektiğini söyledim ama pek laf dinleyen biri değil. Open Subtitles أخبرته أنه لاينبغي أن يحرقهم في الشمس هكذا، لكن تعرفون أنه لا يستمع
    Şey, zorunda değilsin. Ama ısrar ediyorsan. Open Subtitles حسنا لاينبغي عليك ولكن اذا انت تصرين
    Had--O kıyafeti eve giderken giymek zorunda değilsin. Open Subtitles لا لا ، لاينبغي عليكِ ان تلبسي هذا هنا
    Lindsay sen gelmek zorunda değilsin. Open Subtitles لينزي، لاينبغي عليك الذهاب
    Bunlara merhamet göstermek zorunda değilsin. Open Subtitles لاينبغي ان تظهر الشفقة لهم
    George, açıklamak zorunda değilsin. Open Subtitles جورج لاينبغي عليك أن تشرح
    T-Shirtünü giymek zorunda değilsin. Open Subtitles لاينبغي ان تجعل قميصك عليك.
    Açıklamak zorunda değilsin. Open Subtitles لاينبغي أن توضح الأمر
    Söylemek zorunda değilsin. Open Subtitles لاينبغي أن تخبريني
    Yapmaman gereken sebeplerden dolayı bu işte iyisin. Open Subtitles انت جيد فيه لكل الاسباب التي لاينبغي عليك فعلها
    Eğer bunu izliyorsanız, bulmamanız gereken bir şeyi bulmuşsunuz demektir. Open Subtitles ان كنتم تشاهدون هذا، فأنتم قد اكتشفتم شيئاً لاينبغي عليكم اكتشافه.
    Bunu izliyorsanız, bulmamanız gereken bir şeyi bulmuşsunuz demektir. Open Subtitles ان كنتم تشاهدون هذا، فأنتم قد اكتشفتم شيئاً لاينبغي عليكم اكتشافه.
    Tatlım, burada olmamam gerektiğini biliyorum ancak sana yiyecek bir şeyler getirmeyi düşündüm. Open Subtitles حبيبي اعلم بانه لاينبغي علي التواجد هنا لكنني اعتقدت بان اجلب شئ لتأكله
    Umursamamam gerektiğini biliyorum ama onun için endişeliyim. Open Subtitles أعلم أنه لاينبغي أن اهتم ، ولكنني قلقة حياله
    Erkeklerin dans etmesi gerektiğini hiç sanmıyorum. Open Subtitles أعتقد أن الرجال لاينبغي لهم الرقص على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more