"لا أحبها" - Translation from Arabic to Turkish

• onu sevmiyorum
• sevmediğim
• Sevmem
• aşık olmadığım
• Onu sevmediğimi
• Ondan hoşlanmadım
• hoşuma gitmiyor
• hoşuma gitmeyen

Antibiyotiklere tepki vermiyor. Bu yüzden onu sevmiyorum.
أنها لا تتجاوب مع المضادات الحيوية ، لذا لا أحبها

Fıstık ezmesi olmasın. onu sevmiyorum.
حسنا , إجمعها , لا شيء بزبدة فول السوداني, لا أحبها

onu sevmiyorum, annem davet ettiğini bile söylemedi.
أنا لا أحبها لم تخبرني أمي قط أنها قد دعتها

Başka bir kızla birlikte olmam aptallık olur, sevmediğim bir kızla.
هذا مؤسف، يجب علي الذهاب إلى فتاةٍ أخرى، فتاةٍ لا أحبها.

Los Angeles bir harika. Ki Sevmem.
.لو تحب أشعة الشمس طوال الوقت والذي أنا لا أحبها

Hayatımda ilk kez aşık olmadığım bir kadına vurdum. Vay anasını.
هذه أول مرة أضرب بها إمرأة لا أحبها

Ona hiçbir şey bulamadığımı, demek ki Onu sevmediğimi söyle.
أخبرها بأنني لم أستطع كتابة شيئ ، وهذا يعني أنني لا أحبها

- Ondan hoşlanmadım. - Hadi ama.
لا أحبها - بالله عليك -

onu sevmiyorum. Neden buraya geldiğimi sanıyorsun?
لا أحبها لِمَ أتيت إلى هنا برأيك؟

Onunla evlenemem çünkü onu sevmiyorum.
لا أستطيع الزواج بها لأنني لا أحبها

Ve Simrita'ya göre, onu sevmiyorum.
وطبقاً لِما تقوله فأنا لا أحبها

Karımla seviştim ama onu sevmiyorum.
أنا جعلت الحب لزوجتي، لكني لا أحبها.

Ben onu sevmiyorum bile.
حتى أنني لا أحبها

- Çünkü onu sevmiyorum, ve bunu biliyor.
- لإنني لا أحبها ، وهي تعرف ذلك

Sevdiğim gün olur sevmediğim gün olur. Değişir. Kararsızım.
أيام أحبها وأيام لا أحبها ، هذا يعتمد على الحواجز

Yıllardır, sevmediğim bir kadınla yaşıyorum çünkü Tanrı'ya yemin ettim.
لسنوات ظللت متزوجاً بامرأة لا أحبها لأنني قطعت عهداً أمام الله

İyi yanı şu ki, sevmediğim bir okulda çok fazla kalmıyorum.
أحدالمزاياهي ... أنني لا أستمر لفترة طويلة في مدرسة لا أحبها

Çünkü sürprizleri Sevmem. Sürprizleri Sevmem. Sana bunu demiştim, hatırlarsın.
لأنني لا أحب المفاجآت لا أحبها, أخبرتك بذلك, أتتذكر؟

Ama şunu biliyorum ki... aşık olmadığım birisiyle asla evlenmeyeceğim.
هو أنني لن أتزوج امرأة لا أحبها

Terk edilmemek için gidip kız arkadaşıma Onu sevmediğimi söylemem lazım.
عليّ الذهاب لإخبار خليلتي أني لا أحبها -كي لا تتركني -حسن

- Ondan hoşlanmadım.
- لا أحبها وحسب -

Utanıyorum işte ve bu hiç hoşuma gitmiyor.
لا. حسناً، أنا كذلك لا أحبها قطعة واحدة.

..hayatımda hoşuma gitmeyen şeyler var, ama hoşuma giden pek çok şey de var.
هناك أمور لا أحبها في حياتي و هناك الكثير من الأشياء الجيدة