"لا أحبّذ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sevmem
        
    • sevmiyorum
        
    • tercih ederim
        
    • hoşlanmıyorum
        
    • hoşuma gitmiyor
        
    Havayolu şirketlerini sevmem. Open Subtitles لا أحبّذ شركـات الطيران النقـابـات الرديئة
    -Havayollarını sevmem. Berbat sendikaları var. Open Subtitles لا أحبّذ شركـات الطيران النقـابـات الرديئة
    Benim önerilerimi reddetmeni sevmiyorum. Open Subtitles لا أحبّذ الطريقة التي ترفض بها إقتراحي بكل بساطة
    Herkesin kullandığı cafcaflı tropik bitkileri sevmiyorum. Open Subtitles لا أحبّذ تلك الورود الإستوائية التي يستخدمها الجميع
    Diplomasını yeni alan biri tarafından küçümsenmemeyi tercih ederim. Open Subtitles لا أحبّذ تحليلي نفسيًا من قبل فتاة نالت شهادتها منذ قريب.
    Hayır, sadece hal haldan hoşlanmıyorum. Open Subtitles إنني لا أحبّذ الخلخال على النساء.
    Ne istersen yapabilirsin. hoşuma gitmiyor ama bazen başka çare olmaz. Open Subtitles بوسعك فعل أيّ شيء، لا أحبّذ ذلك لكن أحيانًا تنفذ منّا البدائل
    Bunlar hakkında konuşmayı sevmem. Open Subtitles لا أحبّذ الحديث عن هذا الأمر
    Ben beklentileri sevmem. Open Subtitles أنا لا أحبّذ التوقعات
    Sadece... Ailem hakkında konuşmayı sevmem. Open Subtitles لا أحبّذ التكلّم حول عائلتي
    Bak, senin şu dinleme olayını sevmiyorum, Teğmen. Open Subtitles لا أحبّذ نظام تنصّتك أيها الملازم
    seni yaşlandırma fikrini sevmiyorum. Open Subtitles لا أحبّذ فكرة أن أجعلك تبدين أكبر سنّاً
    Can almayı sevmiyorum ama alırım. Open Subtitles لا أحبّذ إزهاق الأرواح. ولكنّي سأفعل.
    Cadıları öldürmek için gittiğimi kızımın bilmemesini tercih ederim. Open Subtitles لا أحبّذ معرفة ابنتي بأنّي سأخرج لقتل السحرة.
    Biliyor musun, Lynn, etmemeyi tercih ederim. Open Subtitles تعرف أمراً لين أنا لا أحبّذ ذلك
    Bay Ismay... motorlar alışana kadar fazla zorlamamayı tercih ederim. Open Subtitles سيّد (اسماي)، لا أحبّذ دفع المُحرّكات للسير سريعاً إلى أن تعطل.
    Hayır, o şekilde yapmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا، لا أحبّذ تلك الطريقة.
    O şekilde yapmaktan hoşlanmıyorum. Open Subtitles لا أحبّذ تلكَ الطريقة.
    Trav, biraz fazla hassas olduğumu biliyorum, ...ama babalıkla ilgili konularda Grayson'a gitmenden hoşlanmıyorum. Open Subtitles (تراف)، أعلمُ أنّني أبالغُ بحساسيّتي لكنّني لا أحبّذ أن تقصد (غريسون) في أمورٍ أبويّة.
    Haberiniz olsun diye söylüyorum, psikopatların önüne et atarmış gibi çaresiz bir kızı yem etmek hiç hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لعلمك، لا أحبّذ الزجّ بفتاة ضعيفة لإغواء مختلّ كقطعة اللّحم.
    Bu çocukları kendi savaşımızın içine çekmemiz hoşuma gitmiyor. Open Subtitles لا أحبّذ اشراك هؤلاء .الأطفال في قتالنا
    Rock. - Tekrar ediyorum tanımlamak hoşuma gitmiyor. Open Subtitles مجدداً، لا أحبّذ تحديده.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more