| Sınıfımızda bir televizyon yıldızı olacağına inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنه سيكون لدينا نجمٌ تلفزيوني في الفصل |
| - Gideceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنه كان سيغادر .. ذلك الأحمق الصغير |
| Ama seninle benim, onun ve geçmişimizle ilgili o kadar konuşmamızdan sonra bundan bahsetmemiş olmamana inanamıyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أستطيع التصديق أنه بعد بعض الأحاديث التي حظينا بها عني وعنه وعن ماضينا أنكِ لن تفكري مرة بأن تذكري الأمر |
| Videoyu internete yolladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنه وضعه على الشبكة |
| Yanımdan öylece geçtiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنه مر من تحت عيني |
| Bunu yapmak zorunda olduğumuza inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق أنه علينا القيام بهذا |
| Bunu söylemenin bu kadar uzun sürdüğüne inanamıyorum ama teşekkür ederim beni orada unutmadığın için. | Open Subtitles | أتعلم لا أستطيع التصديق أنه أخذ مني هذا الوقت لقول هذا ولكن شكراً لك... لإخراجي من هناك |
| Onun öldüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع التصديق أنه ذهب |
| Onun Grandviewde olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | "لا أستطيع التصديق أنه في "جراندفيو |
| - Kanada'ya taşındığına inanamıyorum. - Biliyorum. | Open Subtitles | (لا أستطيع التصديق أنه سينتقل لـ(كندا - أعلم - |
| - Kanada'ya taşınacağına inanamıyorum. - Evet ya. | Open Subtitles | (لا أستطيع التصديق أنه سينتقل لـ(كندا - أعلم - |